27 Kasım 2010 Cumartesi

Yorumlar insanın içinde bulunduğu duruma göre değişir


Rüyaya çok inanan bir adam, Hoca’ya gelerek, “- Hoca Efendi! Hayırdır inşallah. Dün gece bir rüya gördüm. Komşulardan birisi bana bir sepet incir göndermiş. Pek hoşuma gitti. Bir oturuşta hepsini yedim. Bu acaba neye delalet eder?” diye sorar. Hoca bir müddet derin derin düşündükten sonra, “Arkadaş! Bu rüya pek iyiye alamet değil. Sen inciri gönderen o komşundan dayak yiyeceksin” deyince, adamın canı sıkılır, evin yolunu tutar. O akşamüstü adamın karısı, komşunun geliniyle bir meseleden münakaşaya tutuşur, derken olay kavgaya dönüşür ve adam arada komşusundan dayak yer.
Gel zaman git zaman bu adam aynı rüyayı tekrar görür. Gelir Hoca’ya danışır. Hoca bu sefer, “Bu rüyada hayra alamet değil. Belki dayak yemeyeceksin, ama gözyaşı akıtacaksın” der. Adam kızarak, söylene söylene evine döner. Aradan birkaç gün geçer. Köylüsü bu adama gelerek kara haberler getirir; zavallı adamcağız günlerce gözyaşı döker.
Aradan epey bir müddet geçtikten sonra adam aynı rüyayı tekrar görür. Gelir yine Hoca’ya danışır. Hoca bu kez, “Artık korkma, yüreğini ferah tut. Bu sefer sana büyük bir kısmet var; birkaç güne kadar zengin olacaksın” diye tabir eder. Adam sevinerek evine gider. Çok geçmeden birisi gelir ve ölen amcasından bu adama büyük bir servet kaldığı haberini getirir.
Adam sevinçle dışarı fırlar ve soluğu Hoca’nın yanında alır. Durumu anlatır ve sorar. “- Hoca! Rüyaların hepsi de birbirinin aynı idi. Fakat siz birincisini ‘dayak yiyeceksin’, ikincisini ‘ağlayacaksın’, üçüncüsünü ‘zengin olacaksın’ diye tabir ettiniz. Bunun hikmeti nedir?”
Hoca der ki, “İlk rüyadaki incirleri kışın yedin. O zaman incir ağaçları yapraksız ve kuru bir değnek gibidir. Onlarla ancak adam dövülür. İkinci rüyadaki incirleri, henüz olgunlaşmamışken yedin. Ham incir boğazdan geçmez ve bundan dolayı gözler yaşarır. Üçüncüsünde ise incirin tam olgun olduğu bir zamanında yedin ki bu zenginliktir.”

Özbek, 2004, s. 477-478

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder