25 Kasım 2010 Perşembe

Tanımlamak

Hintliler karanlık bir ahıra bir fil getirip halka göstermek istediler. Hayvanı görmek için o kapkaranlık yere bir hayli adam toplandı. Fakat ahır o kadar karanlıktı ki, gözle görmenin imkânı yoktu. O, göz gözü görmeyecek kadar karanlık yerde herkes file ellerini sürüyor, onu anlamaya çalışıyordu.
Birisi eline filin hortumunu geçirdi, “Fil bir oluğa benziyor” dedi.
Başka birinin eline kulağı geçti, “Fil bir yelpazeye benziyor” dedi.
Bir başkasının eline ayağı geçmişti. Dedi ki; “Filin şeklini direk gibi gördüm”.
Bir başkası da sırtını ellemişti, “Fil bir taht gibidir” dedi.
Böylece herkes neresine dokundu, onu nasıl sandıysa, fili ona göre anlatmaya çalıştı. Onların sözleri, görüşleri yüzünden birbirine aykırı oldu. Eğer herkesin elinde bir mum olsaydı, sözlerinde bir aykırılık kalmazdı. Duygu gözü ancak elin avucuna benzer. İnsanın avucu, filin tamamını birden kavrayabilir mi?

Kaynak: Mevlana, Mesnevi, Cilt: 3, beyit nu: 1258-1270

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder