24 Kasım 2010 Çarşamba

AMACA ULAŞABİLMEK İÇİN SIKINTILARA SABRETMEK


KAZVİNLİ İLE DÖVMECİ

Her zahmete, her meşakkate kızar, kinlenirsen, o zaman cilâlanmadan nasıl ayna olacaksın?
Kazvinlilerin[1] âdetleridir; vücutlarına, kol ve omuzlarına, kendilerine zarar vermeyecek bir tarzda, iğne ucuyla mavi dövmeler dövdürürlerdi.
Bir Kavzinli, hamamda tellâğın yanına gidip, “Bana bir dövme yap; fakat canımı acıtma” dedi.
Tellâk, “Söyle yiğidim, ne resmi döveyim?” diye sorunca, “Kükremiş bir aslan resmi döv” dedi, “Talihim aslan burcudur, onun için aslan resmi olsun. Gayret et ki tam aslana benzesin, rengi solgun olmasın.”
Tellak, “Vücudunun neresine döveyim?” deyince,
Kavzinli, “İki omzumun arasına” dedi.
Tellak, iğneyi batırınca, acısı adamın kürek kemiğine işledi. Kazvinli yiğit, inleyerek, “Ey değerli usta! Beni öldürdün gitti. Ne resmi yapıyorsun?” diye sordu.
Tellak, “Aslan resmi yap dedin ya” dedi.
Kazvinli sordu; “Neresinden başladın?”.
Tellak, “Kuyruğundan” dedi.
Kazvinli dedi ki:
“Aman iki gözüm, bırak kuyruğunu. Aslanın kuyruğu ile kuyruk sokumum sızladı, nefesim kesildi, boğazım tıkandı. Aslan, varsın kuyruksuz olsun. İğne yarasından yüreğime fenalık geldi, bayılacağım.”
Usta, Kavzinliye acımadan, duyduğu acıları düşünmeden, aslanın bir başka tarafını dövmek için tekrar iğneyi batırdı.
Kazvinli yine bağırdı; “Aman, burası neresi?”.
Tellak, “Kulağı” dedi.
Kazvinli, “Bırak, kulaksız olsun. Orasını da yapma” dedi.
Tellak bu defa iğneyi başka bir tarafına batırınca, Kazvinli yine feryat etti; “Bu üçüncü iğne de neresini dövüyor?”.
Tellak, “Karnıdır, azizim” dedi.
Kazvinli, “Fena acıyor, iğneyi bu kadar çok batırma, bırak, varsın aslan karınsız olsun” deyince, tellâk şaşırdı, hayli müddet parmağı ağzında kaldı. İğneyi öfkeyle yere atıp, “Dünyada böyle bir iş kimin başına gelmiştir? Kuyruksuz, başsız, karınsız aslanı kim gördü? Allah bile böyle bir aslan yaratmamıştır” dedi.

Kaynak: Mevlana, Mesnevi, Cilt: 1, beyit nu: 2979-3012


[1] Kazvin: İran’da, Elburz dağlarının güney eteğinde, Tahran’ın 150 km. kuzeybatısında ve deniz­den 1290 m. yükseklikte bir şehir. Mevlânâ’nın anlattığına göre; dövme adeti bir zamanlar Kazvin şehrinde bir hayli yaygınmış ve bu işi de hamam tellakları yapıyormuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder