12 Ağustos 2010 Perşembe

RAMAZAN VE ORUÇLA İLGİLİ ÂYET VE HADİSLER

1. “Ey iman edenler! Takva sahibi olasınız diye sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de oruç tutmak farz kılındı.” (Bakara, 183)

2. "Oruç tutan erkekler ile oruç tutan kadınlar; mahrem yerlerini koruyan erkekler ile mahrem yerlerini koruyan kadınlar; Allah'ı çokça zikreden erkekler ile Allah'ı çokça zikreden kadınlar yok mu? Allah Teala onlara büyük mükafat hazırlamıştır." (Ahzab, 35)

3. “Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm 6)

4. “Oruç, (günahlara ve cehennem ateşine karşı bir) perdedir. Oruçlu kimse kötü söz söylemesin, kimseyle çekişmesin (bağırıp çağırmasın) ve kötü iş yapmasın. Kendisiyle dövüşmeye yahut sövüşmeye kalkışan kimseye uymayıp ‘Ben oruçluyum’ desin (ve ona bulaşmasın).” (Buhârî, Savm 2, 9) KS 3108

5. “Kim, Ramazan’ın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, İman 37)

6. Abdullah b. Abbas (ra) anlatıyor: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en cömerti idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Cebrail’in kendisiyle buluştuğu zamanlardı. Cebrâil aleyhisselam Ramazan’ın her gecesinde Hz. Peygamber’le buluşur ve karşılıklı Kur’ân’ı okurlardı. İşte bundan dolayı Rasûlullah (sas) hayır dağıtmakta, esmesi engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı.” (Buhârî, Savm 7, Fezailü’l-Kur’ân 7)

7. İbn Abbas (ra) anlatıyor: Rasûlullah (sas) iftar ederken şöyle dua ederdi: “Allâhümme leke sumnâ ve alâ rızkıke eftarnâ. Fetekabbel minnâ. İnneke ente’s-Semîu’l-Alîm (Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttuk ve senin rızkınla iftar ettik. Bizden orucumuzu kabul buyur. Muhakkak Sen her şeyi işiten ve bilensin).” (İbni Sünnî’den nakleden Nevevî, el-Ezkâr, nu: 496, Konya 1994, s. 193)

8. “Sahur yemeği yiyin, zira sahurda bereket vardır.” (Buhârî, Savm 20)

9. “Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab’ın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyâm 46)

10. “İnsanlar oruç açmakta acele ettikleri sürece hayır üzere devam ederler.” (Buhârî, Savm 45)

11. “Nice oruçlular vardır ki, tuttuğu oruçtan yanına sadece çektiği açlık ve susuzluk kâr kalır. Nice gece namazı kılanlar vardır ki, onların da kârı, gece uykusuz kalmaktan ibarettir.” (İbn Mâce, Sıyâm 21; İbn Huzeyme, Sahih, III, 242; Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, XII, 382)

12. “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlunun alacağı kadar sevap kazanır. Üstelik oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizî, Savm 82)

13. “Üç kimse vardır ki duaları reddolunmaz: İftar anında oruçlu olanın, âdil devlet başkanının ve mazlumun duası…” (Tirmizî, Daavat 139)

14. Hz. Aişe (ra) anlatıyor: “Ramazanın son on günü girince Rasûlullah (sas) geceleri –diğer günlerden daha yoğun bir şekilde- ihya eder, ev halkını (gecenin ihyası için uyandırır, kendini tamamıyla ibadete verir ve eşleriyle ilişkiyi keserdi.” (Buhârî, Fazlu Leyleti’l-Kadr 5; Müslim, İ’tikaf 7-8)

15. “Ramazan ayı gelip çattı. Onun içinde, bin aydan daha hayırlı bir gece (olan Kadir gecesi) vardır. Kim onun hayrından mahrum olursa, bütün hayırlardan mahrum olmuş demektir. Onun hayrından mahrum olan ancak saadetten payı olmayan kimsedir.” (İbn Mâce, Sıyam 2)

16. “Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendirirse, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Leyletü’l-kadr 1; Müslim, Müsafirin, 173-176)

17. “Her kim Ramazan orucunu tutar ve buna Şevval ayından altı gün oruç eklerse, bütün seneyi oruçlu geçirmiş olur.” (Müslim, Sıyâm 204)

18- "Bir kimse oruç borcuyla ölürse, yakını onun yerine orucunu tutar." (Buhârî, Savm, 42; Müslim, Sıyâm, 153)

19- "Allah Teala Ramazan orucunu farz kıldı, ben de teravih namazını sünnet kıldım." (İbn Mâce, Salât, 173)

20- "Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecek. "Oruçlular nerede?" diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez." (Buhârî, Savm, 4; Müslim, Sıyâm, 166)

21- "Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir." (Buhârî, Savm, 26)

22- "Ramazan ayında cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur." (Buhari, Bed'ü'l-halk, 11; Müslim, Sıyâm, 1-5)

23- Oruçlunun sevineceği iki an vardır. Bir, iftar ettiği an sevinir; bir de Rabbine kavuştuğu zaman orucunun karşılığını aldığı an sevinir." (Buhari, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)

24- "Allah Teala Ramazanda orucu farz kıldı, ben de teravih namazını sünnet kıldım." (İbn Mace, Salat, 173)

25- "Kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan gecelerini ihya ederse, geçmiş günahları affolunur." (Buhari, Teravih, 46)

26- Hz. Aişe (ra) şöyle anlatıyor: Allah Rasulü (sas) Ramazan ayında bir gece mescidde nafile namaz kılmıştı. Birçok kimse de ona uyarak namaz kıldı. Sabah olunca ashab, "Rasulullah geceleyin mescidde namaz kıldı" diye konuştular. Nebi-yi Muhterem (sas) ertesi gece de namaz kıldı. Halk yine bunu konuştu; katılanların sayısı da iyice arttı. Üçüncü veya dördüncü gece insanlar yine toplandı. Öyle ki mescid onları alamayacak hale geldi. Ancak Allah RAsulü sonraki gece onların yanına çıkmadı. Sabah olunca Efendimiz, "Yaptığınızı gördüm. Yanınıza çıkmaktan beni alıkoyan şey, bu namazın sizlere farz oluvermesinden korkmamdır" buyurdu. (Buhari, Teravih, 1; Müslim, Müsafirin, 177)

27- "Ey insanlar! Sizi mübarek ve büyük bir ay gölgelemiştir. O, içinde bin aydan daha hayırlı bir gece bulunduran aydır. Allah Teala'nın oruç tutulmasını farz kıldığı, gecesinde ibadet edilmesini sevap kıldığı bir aydır. Kim bu ayda hayırlı bir amelle Allah'a yakınlık gösterirse, diğer aylardaki bir farzı yerine getirmiş gibi olur. Kim de bu ayda bir farz ameli yerine getirirse, diğer aylardaki yetmiş farzı yerine getirmiş gibi olur. O, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir. Bu ay, başkalarının dert ve sıkıntısına ortak olma ayıdır. Bu, müminin rızkının artırıldığı bir aydır. Kim bu ayda bir oruçluya iftar verirse, bu onun günahlarının bağışlanmasına, cehennem azabından kurtulmasına ve kendi mükafatından hiçbir şey eksilmeden bir oruç tutma sevabına daha nail olmasına vesile olur.
Ramazan ayında dört önemli hususa daha riayet edin. Onlardan ikisi, Allah'ın rızasını kazanmak için, diğer ikisi de kendilerinden hiçbir zaman uzak kalamayacağınız şeylerdir. Kendileri ile Rabbinizin rızasını kazanacağınız şeyler, bol bol "kelime-i tevhid" getirip "istiğfar" etmenizdir. Kendilerinden uzak kalamayacağınız iki şey de Allah'tan daima "cennet"i talep etmeniz ve "cehennem" ateşinden O'na sığınmanızdır. Kim bir oruçluyu su ile iftar ettirirse, Allah Teala da ona benim havuzumdan içirir. Hatta o, cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmez." (Ali el-Muttaki, VIII, 477, h. 23714)

28- "Cebrail, 'Ramazan-ı Şerif'e erişip de bağışlanmayana lanet olsun' dedi. Ben de, 'Amin' dedim." (Hakim, Müstedrek, IV, 170)

29- "Ramazan'ı idrak edip de bağışlanmamış olan kimseye yazıklar olsun. kişi Ramazan'da da bağışlanamazsa, peki ya ne zaman bağışlanacak." (İbn Ebi Şeybe, el-Musannef, II, 270; Heysemi, Mecmeu'z-zevaid, III, 143)

30- "İnsanın her ameline kat kat sevap verilir. Bir iyilik, on mislinden yedi yüz misline kadar katlanır. Allah Teala, 'Ancak oruç başka! O benim içindir, mükafatını da ben veririrm. Oruçlu, şehvetini ve yemesini benim için bırakır' buyurmuştur." (Müslim, Sıyam, 164)

31- "Oruç, oruçluya yakışmayan yalan ve gıybet gibi şeylerle zedelenmedikçe, tutan için bir kalkandır." (Nesai, Sıyam, 43)

32- "Oruç ile Kur'an, kıyamet gününde kula şefaat edecektir." (Ahmed, Müsned, II, 174)

33- "Ramazan ayı yer ile gök arasında asılıdır. O, (Allah katına) ancak fıtır sadakası ile yükseltilir." (Münavi, Feyzu'l-kadir, II, 455; Deylemi, el-Firdevs, I, 235)

34- Hz. Aişe, Peygamber Efendimize, "Ey Allah'ın Rasulü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?" diye sormuş. Efendimiz de, "Allahümme inneke afüvvün, tuhibbül afve fa'füanni (Allah'ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni affet)" diye dua et" buyurmuştur. (Tirmizi, Deavat, 84; İbn Mace, Dua, 5)