26 Kasım 2010 Cuma

Öğüt verilecek kişi

Şa’bî anlatıyor:
Avcının biri bir serçe yakalar. Serçe sorar,
“- Beni ne yapacaksın?”
“- Kesip yiyeceğim.”
“- Ben ne bir hastalığa şifa olurum ne de karın doyururum. Gel sana daha faydalı üç şey öğreteyim. Birincisini elindeyken, ikincisini şu ağacın üzerine konduğumda, üçüncüsünü ise karşıdaki dağa çıkınca söyleyeceğim. Birincisi,
“- Geçmişe sakın üzülme!”
“- İkincisini söyle.”
Ağaca çıkınca,
“- Olmayacak şeye inanma!”
Dağa çıkınca,
“- Beni bırakmayıp da kesmiş olsaydın karnımdan yirmi miskal altın çıkacaktı.”
Bir hayli hayıflanan adam,
“- Haydi üçüncüsünü söyle!”
“- İlk ikisini hemencecik unuttun. Sana, geçmişe üzülme ve olmayacak şeye inanma dememiş miydim? Beni tüyüm, etim ve kemiğimle bütün olarak tartsan yirmi miskal gelmem mümkün mü, bir düşünsene?”
Sonra uçup gider.

Kaynak: İbnü’l-Cevzî, Kitâbu’l-Ezkiyâ (Zekiler Kitabı), İstanbul: Şule Yayınları, 2006, s. 209

***
Birisi, hileyle tuzağına bir kuş düşürdü. Kuş ona dedi ki:
“Ey ulu efendi! Sen birçok öküzler, koyunlar yedin; birçok develer kurban ettin. Dünyada onlarla bile doymadın; benimle de doymazsın sen! Beni bırak da sana üç öğüt vereyim. Bak bakalım aptal mıyım, akıllı mıyım? Birinci öğüdü elindeyken vereyim; ikincisini damının üstünde; üçüncüsünü de ağacın üstünde veririm. Bu üç öğütle bahtın iyileşir. Elindeyken vereceğim öğüt şu: Olmayacak söze, kim söylerse söylesin inanma!”
Kuş, bu öğüdü adamın elindeyken verip azat oldu, duvarın üstüne konup dedi ki:
“Geçmiş gitmiş şeye gam yeme. Fırsatını kaybettin mi, artık üzülme!” Sonra, “Şu küçücük bedenimde on dirhem ağırlığında paha biçilmez bir inci var. Seni de oğullarını da devlete eriştirirdi. O inci senin hakkındı; fakat kısmetin değilmiş, kaçırdın. Öyle bir inci dünyada bulunmaz” dedi.
Adam, gebe kadın doğururken nasıl feryat ederse öyle bağırmaya başladı. Kuş dedi ki:
“Sana, ‘geçmiş şeye gam etme’ diye nasihat etmedim mi? Mademki geçip gitti, neden gam yersin? Ya öğüdümü anlamadın yahut da sağırsın sen. Sonra bir de sana ‘sapıklığa düşme, olmayacak söze sakın inanma’ demedim mi? Bu ikinci öğüdüm değil miydi? Ben, kendim üç dirhem gelmem aslanım; içimde on dirhemlik inci nasıl bulunur?”
Adam bu söz üzerine kendine geldi. “Hadi” dedi, “O üçüncü güzel öğüdü de ver bakalım!”
Kuş dedi ki:
“Evet. Allah için o ikisini iyi tuttun da üçüncüsünü sana bedava söyleyeceğim ha! Gaflet uykusuna dalmış, bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak yere tohum saçmaktır.”

Kaynak: Mevlana, Mesnevi, Cilt: 4, beyit nu: 2245-2265

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder