29 Kasım 2010 Pazartesi

Yeterli ve kesin bilgiye dayanmadan fetva vermemek

Câbir (ra) şöyle anlatıyor: Bir sefere çıkmıştık. Bizimle birlikte olan bir arkadaşın başına taş isabet etti, başı yarılıp kanamaya başladı. Daha sonra uyudu. Kalktığında cünüp olmuş, gusül abdesti alması gerekiyordu. Ne yapacağı hususunda arkadaşlarına, “Teyemmüm etsem olmaz mı?" diye sordu. Başı yaralı olduğu için suyun zarar vermesinden korkmuştu. Diğerleri, “Sen suyu kullanmaya muktedirsin, sana ruhsat göremiyoruz” dediler. Böylece adam gusletti ve bilahare öldü. Hz. Peygamber’in (sas) yanına gelince, hâdise haber verildi. Öfkelenen Peygamberimiz şunları söyledi: “Onu öldürmüşler! Allah da onların canını alsın! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar? Bilgisizliğin şifası sormaktır. Ona, teyemmüm edip, yarasının üzerine bir bez sarması, sonra o bezin üzerini mesh etmesi, bedeninin geri kalan kısmını da yıkaması yeterliydi.” 
(Ebû Dâvud, Tahâret 127; İbn Mâce, Tahâret 93)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder