30 Kasım 2010 Salı

Gençlere hoşgörülü yaklaşmak ve onları kazanmaya çalışmak


Ebû Mahzûre (ra) şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber (sas) Huneyn Savaşı’ndan dönmekteydi. Ben, hepsi Mekkeli olan on kişilik bir gençler grubuyla beraberdim. Huneyn yolunda Peygamberimizle karşılaştık. O dönemde Efendimiz, insanlar içinde hoşlanmadığım birisiydi. Peygamberimizin müezzini namaz için ezan okumaya başladı. Biz de bir köşeye çekildik ve alay ederek müezzinin söylediklerini tekrar ettik. Hz. Peygamber bizleri duymuştu. Ezan bittikten sonra, “Şu gençleri bana getirin” buyurmuş. Gönderdiği adamlar bizi onun huzuruna götürdüler. Peygamberimiz her birimize ezan okuttu. Sesim gür ve güzel olduğundan, içimizden beni beğendi. İçinde bir miktar gümüş para bulunan bir kese verdi. Alnımı, kâkülümü sıvazladı. Sonra da bizzat kendisi bana ezanın okunuşunu öğretti ve “Artık sen git, Mekkelilere namaz vakitlerinde ezan oku. Mübarek olsun!” dedi. İşte o anda Hz. Peygamber’e karşı duyduğum hoşnutsuzluktan bende eser kalmamış, gönlüm ona karşı sevgi ile dolup taşmıştı. Mekke valisi Attâb b. Esîd’e geldim ve onun valiliği süresince Peygamberimizin emriyle Mekke’de müezzinlik yaptım.” Rivayet edilir ki Ebû Mahzûre bundan sonra kâkülünü ne tıraş etti, ne de ayırdı. Çünkü Efendimiz (mübarek eliyle) orayı sıvazlamıştı. 
(Ahmed, Müsned, III, 408-409; Nesâî, Ezan 5-6, İbn Mâce, Ezan 2; Darekutnî, Sünen, I, 235)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder