29 Kasım 2010 Pazartesi

İnsanlara hoşgörülü ve eğitici yaklaşmak


Ebû Hureyre (ra) şöyle anlatıyor: Biz, Hz. Peygamber’le (sas) birlikte mescidde otururken bir bedevî çıkageldi. Durup mescidin duvarına bevletmeye başladı. Sahâbîler kalkıp, “Dur! Yapma!” diye bağırarak üzerine yürüdüler. Peygamberimiz hemen müdahale edip, “İhtiyacını giderirken dokunmayın; adamı kendi hâline bırakın. Abdest bozduğu yere büyük bir kovayla su dökün. Siz kolaylık göstermek için gönderildiniz, zorluk çıkarmak için değil” buyurdu. Sonra Efendimiz adamı yanına çağırdı ve ona, “Sen Müslüman değil misin?” diye sordu. Bedevî, “Elbette Müslüman’ım” dedi. Peygamberimiz, “Peki seni böylesi bir davranışa sevk eden şey nedir?” diye sorunca, bedevî, “Seni hakikatle gönderen Allah’a yemin olsun ki sadece buranın diğer yerler gibi olduğunu düşünmüştüm” cevabını verdi. Bedevî, o gün yaşadıklarını daha sonra şöyle anlatmıştır: “Anam babam Peygamberimize feda olsun! O beni ne azarladı, ne de aşağıladı. Sadece şöyle dedi: “Biz mescidde def-i hacette bulunmayız. Burası sadece Allah’ı zikretmek, namaz kılmak ve dua etmek için yapıldı”. 
(Buhârî, Edeb 35, 80; Müslim, Tahâret 98-100; İbn Mâce, Tahâret 78; Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, II, 220, hadis nu: 11552)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder