28 Kasım 2010 Pazar

İletişim çatışması


Bir adam, zenginlerden birinin evindeki hizmetçiyle anlaşmış. Ev halkının dışarı çıktığı bir gece eve gelecek, hizmetçi de ona tüm eşyaları verecekmiş. Adam eşyaları pazarda satacak, parasını da hizmetçiyle pay edecekmiş.
Ev halkı topluca evden çıkıvermiş bir gece. Hizmetçi evde yalnız kalınca, verdiği sözü tutarak arkadaşını haberdar etmiş. O da gelince ikisi beraber eşyaları toparlamaya başlamışlar ki kapı çalınmış. Evde, adamın bilmediği, su kuyusunun yanında bir diğer kapı varmış. Hizmetçi telaş ve endişeyle,
“- Hemen kuyunun yanındaki kapıdan çık!” demiş adama. Eliyle de kapıyı gösteriyormuş. Adam heyecanla o yöne ilerlemiş, kapıyı bulmuş, ama su kuyusu yok! Dönüp seslenmiş,
“- Kapıyı buldum, ama su kuyusunu bulamadım!”
Hizmetçi,
“- Dangalak herif! Ne yapacaksın kuyuyu? Zaten kapıyı bulabilmen için kuyudan bahsetmiştim sana! Kapıyı bulduysan çabuk sıvış!”
Adam,
“- İyi de kuyu yoksa ne diye bahsettin kuyudan?”
Hizmetçi,
“- Yazıklar olsun sana ahmak adam! Şimdi aptallığı ve tereddütü bir kenara bırak da kendini kurtar!”
Adam söylenmeye devam ediyormuş:
“- Nasıl gideyim ben? İşi karışık gösterdin bana. Kuyudan bahsettin, ama kuyu yok…”
O böyle söylenirken ev sahibi dalıvermiş içeriye; adamı yakalayıp dövmüş ve kadıya teslim etmiş.

Beydeba-İbnü’l-Mükaffa, Kelime ve Dimne, çev. Said Aykut, İstanbul: Şule Yayınları, 1999, s. 96-97

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder