29 Kasım 2010 Pazartesi

İlmin faziletleri


Muaz b. Cebel (ra) şöyle diyor: “İlim öğrenin. Çünkü Allah için ilim öğrenmek, Allah korkusunun hem sebebi hem tezahürüdür. İlim talep etmek ibadettir. İlmi müzâkere etmek tesbihtir. İlmi araştırmak cihaddır. İlmi bilmeyene öğretmek sadakadır. İlmi ehline vermek Allah’a yaklaştırıcı bir ameldir. İlim yalnızlıkta insana arkadaştır; tenha yollarda güvenilir bir yoldaştır. Refahta da sıkıntıda da insana rehberdir. Dostlar yanında insanın süsü, düşmana karşı insanın silahıdır. Cennet yolunun aydınlatıcısıdır. Yüce Allah ilim sayesinde bazı insanları ve toplumları yükseltir ve onları hayırda önderler yapar. Onların eserlerinden istifade edilir. İnsanlar onların fiillerine uyar ve onların görüşleriyle yetinir. Melekler bile onların dostluklarını ister; kanatlarıyla onları sıvazlarlar. Yaş kuru her şey, hatta denizdeki balıklar, gökyüzündeki kuşlar, yeryüzündeki vahşi ve evcil hayvanlar, gökler ve yıldızlar dahi ilim sahipleri için Allah’tan bağışlanma talebinde bulunurlar. Çünkü ilim, cehaletten ölen kalpleri diriltir; gözleri karanlıktan nura kavuşturan ışıktır. İnsan bünyesini kuvvetlendiren bir güç kaynaktır. Kul ilimle ‘iyiler’in makamına ve pek yüksek derecelere ulaşır. İlim üzerinde tefekkür etmek, oruç tutmaya denktir. Allah’a ancak ilimle itaat edilebilir ve yine ancak ilimle ibadet mümkün olur. Allah’ın birliği ancak ilimle bilinir. Allah'ı ancak âlimler güzelce tesbih edebilirler. Kişi ancak ilim sayesinde takvâ ehli olabilir. İlim sayesinde akrabalık bağları ve hakları gözetilir. Haram ve helâl yalnız ilimle bilinir. İlim bir imam; amel ise onun cemaatidir. İlim ancak saadet sahibi kişiye nasip olur. İsyankar ve bedbaht olanlar ondan nasip alamazlar.” 

(Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtü’l-kulûb, İstanbul 1999, II, 23-24; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliya, I, 239)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder