29 Kasım 2010 Pazartesi

Öğrenciye eğitim rehberliği

Cüneyd-i Bağdâdî şöyle anlatmıştır:
Hocam Serî es-Sakatî bir gün bana şöyle söyledi:
"- Yanımdan çıkınca kimin meclisine gidİyorsun?"
Ben de,
“- Hâris el-Muhâsibî'nin meclisine” dedim.
Serî,
“- Güzel, onun meclisine git. Onun ilminden ve edebinden faydalan. Fakat onun kelam hakkındaki görüşlerine bakma; o konuları kelamcılara havale et” dedi.
Bu sözlerini dinledikten sonra yanından kalkmak istedim. Bana şöyle dedi,
“- Allah seni önce hadiste (ve diğer şer'î ilimlerde) âlim ve sonra sûfî kılsın; evvela sûfî, sonra âlim yapmasın.”
O bu sözleriyle, önce hadis ilmini öğrendikten sonra tasavvuf ile uğraşanın felah bulacağına, ilim öğrenmeden tasavvufa dalanın tehlikeye düşeceğine işaret ediyordu.

Gazzâlî, İhyâu Ulûmiddin, trc. Ahmed Serdaroğlu, İstanbul Bedir Yayınları, 1993, cilt: 1, s. 61. Ayrıca bkz. İhyâ'dan Hikayeler, haz. Mahmut Yılmaz, İstanbul: Harf Yayınları, 2004, s. 116-117; Gazâlî’den Tasavvufî Hikâyeler, haz. Ömer Gencer, İstanbul: Ataç Yayınları, 2007, s. 9

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder