30 Kasım 2010 Salı

Gençlere ahlak eğitimi


Ebû Ümâme el-Bâhilî (ra) şöyle rivayet ediyor: Kureyş’ten bir delikanlı Hz. Peygamber’in (sas) huzuruna gelip dedi ki: “Ey Allah’ın Elçisi! Zina etmem için bana izin ver!” Orada bulunan sahâbîler derhal delikanlının üzerine yürüdüler ve “Sus! Sus!” diye onu azarladılar. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Onu bana yaklaştırın” buyurdu. Ve aralarında şu konuşma geçti:
- Söyle bakalım. Bir başkasının senin annenle zina etmesine razı olur musun?
- Vallahi hayır! Canım sana feda olsun ki hayır!
- Zaten hiç kimse böyle bir şeyi annesi için istemez. Peki ya kızınla zina edilmesini ister misin?
- Vallahi hayır! Uğruna öleyim ki hayır!
- Hiç kimse kendi kızı için böyle bir şey arzu edemez. Peki ya bir başkasının kız kardeşinle zina etmesini ister misin?
- Vallahi hayır! Yoluna feda olayım ki hayır!
- Hiç kimse böyle bir şeyi kız kardeşi için istemez. Peki ya halanla zina edilmesini ister misin?
- Vallahi hayır! Canım sana feda olsun ki hayır!
- Hiçbir insan da halası için böyle bir şeyi istemez. Peki ya birinin teyzenle zina etmesine razı olur musun?
- Vallahi hayır! Uğruna öleyim ki hayır!
- Hiçbir insan da teyzesi için böyle bir şeyi arzu edemez.
Sonra Peygamberimiz elini delikanlının kalbi üzerine koyarak şu duayı yaptı: “Allah’ım! Bunun günahını bağışla! Kalbini tertemiz eyle! İffet ve namusunu koru!”
Bu olayı anlatan Ebû Ümâme şöyle demiştir: “Artık o günden sonra o delikanlı böylesi bir şeye tevessül etmedi. En nefret ettiği şey zina oldu.” 
(Ahmed, Müsned, V, 256-257; Beyhakî, Şuabü’l-îmân, IV, 362)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder