30 Kasım 2010 Salı

Genç kızların eğlencesi


Âişe (ra) şöyle anlatıyor: Bir bayram günüydü. Yanımda iki cariye, def çalarak Buas savaşı ile ilgili hamasî türküler söylerken Hz. Peygamber (sas) eve geldi. Gidip yatağının üzerine yan üstü uzandı ve yüzünü de bizden aksi istikamete çevirdi. O sırada babam Ebû Bekir de içeri girdi ve “Bu ne hal? Peygamberimizin evinde şeytan çalgısı mı çalıyorsunuz?” diyerek beni azarladı. Bunun üzerine Efendimiz ona yönelip, “Ey Ebû Bekir! Bırak onları söylesinler. Çünkü bu günler bayram günleridir. Her milletin bir bayramı vardır; bu da bizim bayramımız” buyurdu. Onlar sohbete dalıp bizden dikkatlerini çekince ben cariyelere işaret ettim, kalkıp gittiler. Yine bir bayram günüydü. Siyahiler (Habeşliler) mescidde kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Peygamberimizden talep etmiştim, yoksa o kendiliğinden mi “Seyretmek ister misin?” diye sormuştu, hatırlamıyorum. Ben “Tabiî!” dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı, ridası ile örttü. Çenemi omzuna koyup, yanağım yanağına değecek şekilde durdum. Habeşlilere, “Ey Erfideoğulları! Haydi, göreyim sizi, oynayın!” diye seslendi. Bu hal, ben seyretmekten usanıncaya kadar devam etti. Benim gibi genç yaşında bir kızın oyuna, eğlenceye ne kadar düşkün olacağını varın siz takdir edin. Usandığımı fark edince, “Artık yeter mi?” diye sordu. Ben, “Evet!” dedim. “Öyleyse eve git!” dedi. 
(Buhârî, Iydeyn 2, 3, 25; Müslim, Iydeyn 16-21; Nesâî, Iydeyn 35; Ahmed, Müsned, VI, 166, 270)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder