30 Kasım 2010 Salı

Dünyevî meşguliyetlerin insanın dinî duygu ve düşüncelerine etkisi olur


Hanzala b. er-Rebî el-Esedî (ra) şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber’in yanındaydık. Bize öğüt verdi, cehennemden söz etti. Sonra eve geldim; çocuklarla güldüm, eşimle eğlendim. Bilahare evden çıktım; yolda ağlayarak giderken Ebû Bekir ile karşılaştık. Bana, “Neyin var Hanzala?” diye sordu. “Hanzala münafık oldu” dedim. “Fesübhanallah! Sen neler söylüyorsun?” diye şaşırdı. Ben dedim ki, “Peygamberimizin huzurunda olduğumuz sırada bize cennet ve cehennemden söz ediliyor; sanki gözlerimizle görmüş gibi oluyoruz. Oradan ayrılıp çoluk çocuğumuzun yanına ve işlerimizin başına dönünce çok şeyi unutup gidiyoruz”. Bunun üzerine Ebû Bekir, “Vallahi ben de aynı şeyleri hissediyorum” dedi. Beraberce Peygamberimize gittik ve bu durumu ona açtık. Bize, “Canımı kudret elinde tutan Allah’a yemin olsun ki siz benim yanımdaki hâlinizi dışarıda da devam ettirip (cennet ve cehennemi) hatırlama işini koruyabilseniz, hep zikirle meşgul olsanız, melekler yattığınız yataklarda, yürüdüğünüz yollarda sizinle musafaha ederlerdi. Fakat ey Hanzala, bazen öyle, bazen böyle olması normaldir (münâfıklık değildir)” dedi ve son cümleyi üç kere tekrarladı. 
(Müslim, Tevbe 12-13; Tirmizî, Kıyamet 59; İbn Mâce, Zühd 28)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder