2 Aralık 2010 Perşembe

Kalıtımın etkisi, eğitimin imkanı

Arap haramiler civar halkın korkulu rüyasıydı. Devlet başedemiyordu. Sarp ve ulaşılması güç bir dağda yuvalanmışlardı. Kale gibi korunaklıydı bulundukları yer. Civarın ileri gelenleri bir araya gelip çözüm yolu aradılar. Sonuçta haramilerin durumunu gözetlemek üzere bir gözcü göndermeyi kararlaştırdılar. Gzöcü birkaç gün sonra soluk soluğa geldi, haramiler hakkında bilgi verdi. Savaşçı yiğitler seçildi ve gece baskın düzenlemek üzere gönderildi. Soygundan dönen haramiler silahlarını çıkarıp ganimeti yerleştirdiler ve uykuya daldılar. Pusudaki yiğitler haramileri kıskıvrak yakalayıp Padişahın huzuruna çıkarttılar. Padişah hepsinin öldürülmesini emretti. Vezirlerinden biri, haramiler arasında çocuk denecek yaşta bir delikanlıyı gördü, affedilmesini istedi; onu yanına alıp, iyi bir insan olacak şekilde yetiştirebileceğini vadetti. Padişah dedi ki, "Soysuz olan, iyilerden yararlanamaz. yeteneksiz kişiyi eğitmeye çalışmak, kubbenin üzerinde ceviz durdurmak gibidir. Değil bunun gibileri eğitmek, bunların çocuklarını, yakınlarını ve ailesini de ortadan kaldırmalı, köklerini kazımalı. Ateşi söndürürken korunu bırakmak ya da yılanı öldürüp yavrusunu bırakmak akıl kârı değildir." Vezir padişaha hak vermekle beraber, çocuğun eski arkadaş çevresi sebebiyle bu kötü işlere bulaştığını, kendi yanından yeni arkadaş çevresi içerisinde artık kötülük işlemeyeceğini belirtti. Vezirinin düşünce ve yalvarmalarına Padişah'ın nedimleri de katılınca Padişah delikanlının canını bağışladı.
vezir delikanlıyı evine götürdü, bakımını üstlendi, eğitimi için bir öğretmen görevlendirdi. Kısa, fakat yoğun bir tedrisattan sonra hitabet, mantık, siyaset gibi kendisine lüzumlu olan her şeyi öğrendi.
Bir gün Padişah'ın huzurunda, vezir, imalı bir biçimde, akıllı ve iyi insanların tesiriyle delikanlının ahlakının değiştinden söz etti; "- Eski huylarından tümüyle vazgeçti" dedi. Padişah gülümsedi, "- İnsanların arasında büyüse de kurt yavrusu kesinlikle kurt olur" dedi.
Aradan yıllar geçti. Delikanlı, mahallenin serseri gençleriyle arkadaşlık kurmaya başladı. Hırsızlık yaptılar, içki içip sarhoş oldular, mahalleliyi rahatsız ettiler. Kendisine iyilik yapan vezirin iki oğlunu öldürüp, para ve mücevherlerini çalarak geldiği yere, tekrar dağa kaçtı delikanlı.
Padişah bunu duyunca, üzüntüyle şöyle dedi: "- Kötü demirden iyi kılıç olur mu hiç? Alçak kişi terbiyeyle adam olmaz. Yağmur tertemiz ve yararlıdır, fakat lale bahçesine yağarsa çiçek bitirir, çöplüğe yağarsa çerçöp. Çorak toprakta sümbül yetişmez. Umut tohumunu boş yere ekme. Kötüye iyilik etmek, iyiye kötülükte bulunmak gibidir."

Sadi-i Şirazi, Gülistan, haz. Sadık Yalsızuçanlar, İstanbul: Timaş, 1997, s. 38-40

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder