10 Aralık 2010 Cuma

Kadirşinaslık, İyilikbilirlik


Bir padişah attan düştü. Boyun kemikleri birbirine girdi, fil gibi boynu içeri battı. Bütün gövdesi dönmeyince, başı dönmez oldu. Tekmil tabipler tedavisinden âciz kaldılar. Yalnız Yunanlı bir tabip, başını eski haline getirdi. Damarları düzeltti. Eğer o tabip olmasaydı, padişah sakat kalacaktı.
Padişah iyi olduktan sonra bir aralık tabip onu ziyaret için gitti. Fakat iyilik bilmeyen padişah, tabibe iltifat etmedi. Akıllı, hünerli tabip, edilen hakaretten müteessir oldu, başını eğdi.
İşittim ki; şahın yanından çıkıp giderken şöyle demişti:
“-Eğer ben onun boynunu çevirip eski haline getirmeseydim, bugün yüzünü benden çevirmezdi.”
Bunun üzerine tabip şahtan intikam almak için bir tohum gönderdi. “Bunu şah buhurdana koyup yaksın, güzel bir tütsüdür”, diye haber gönderdi. Padişah o tohumu yaktırınca dumandan aksırdı; aksırınca başı, boynu eskisi gibi çarpıldı.
Padişah emretti, tabibi buldurmak istedi. Ne kadar arattı ise de bulunmadı.
Arkadaş! Boynunu Cenâb-ı Hakka şükürden çevirme ki kıyamet günü eli boş kalmayasın!

Sadi-i Şirazi, Bostan. krş. Yalsızuçanlar, s. 277

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder