10 Aralık 2010 Cuma

Bir Kelebeğin Verdiği Ders (Zorluklarla Mücadele)

Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi. Ardından sanki ilerlemek için çaba harcamaktan vazgeçmiş gibi geldi ona. Sanki elinden gelen her şeyi yapmış ve artık yapabileceği bir şey kalmamış gibiydi.
Böylece adam kelebeğe yardım etmeye kadar verdi; eline küçük bir makas alıp kozadaki deliği büyütmeye başladı. Bunun üzerine kelebek kolayca çıkıverdi. Fakat bedeni kuru ve küçücüktü kanatları buruş buruştu. Adam izlemeye devam etti; çünkü her an kelebeğin kanatlarının açılıp genişleyeceğini ve bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu.
Ama bunlardan hiç biri olmadı! Kelebek hayatının geri kalanını kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi.
Ne kadar denese de asla uçamadı. Adamın iyi niyeti yardımseverliği ile anlayamadığı şey, kozanın kısıtlayıcılığının ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten çıkmak için göstermesi gereken çabanın, Yüce Yaratıcı’nın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun kabatlarına göndermek ve bu sayede de kozanın kısıtlayıcılından kurtulduğu anda uçmasını sağlamak için seçtiği yol buydu. Bazen hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey çabalardır. Eğer Yüce Yaratıcı, hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi, o zaman bir anlamda sakat kalırdık. O zaman olabileceğimiz kadar güçlenemezdik. Asla uçamazdık.
Güçlü olmak istedim;
ve Yüce Yaratıcı beni güçlendirmek için zorluklar yolladı.
Bilgelik istedim;
ve Yüce Yaratıcı bana çözmem için sorunlar yolladı.
Başarı istedim;
ve Yüce Yaratıcı bana çalışmam için zeka ve kas gücü verdi.
Cesaret istedim;
ve Yüce Yaratıcı bana üstesinden gelmem gereken sorunlar verdi.
Sevgi istedim;
ve Yüce Yaratıcı bana, yardımcı olman için sorunlu insanlar yolladı.
İyilik istedim;
ve Yüce Yaratıcı bana fırsatlar yolladı.
İstediğim hiçbir şeyi elde edemedim;
Fakat ihtiyaç duyduğum her şeyi elde ettim. 

Felsefe Diyarından Hikmet Yurduna Bilgelik Hikayeleri, haz. Cevdet Kılıç, İstanbul: İnsan Yay. 2008, s. 168-169

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder