10 Aralık 2010 Cuma

Çocuğu Tehlikeli Bir Durumda Olan Bir Kadının Hz. Ali’den Çare Araması

Bir kadın, Hz. Ali’nin huzuruna geldi ve dedi ki:
“Küçük çocuğum dama çıktı ve su oluğunun üstüne kaydı. Çağırsam gelmez; oralara kadar elim de yetişmez! Bıraksam, yere düşeceğinden korkuyorum. Aklı ermez ki! ‘Tehlikeden kaç, yanıma gel’ diyeyim de, dediğimi anlasın. El ile işaret etsem, anlamaz; kötülük şurada ki, anlasa bile dinlemez! Ona süt vereceğimi hatırlattım, göğsümü gösterdim; fakat o benden gözünü, yüzünü çevirdi. Ey aziz varlıklar! Allah rızası için bu dünyada da, öteki dünyada da elimizi tutan sizlersiniz! Çabucak derdime derman olun ki, gönül meyvemi kaybedeceğim diye kalbim tir tir titriyor!” dedi.
Hz. Ali buyurdu ki:
“Dama başka bir çocuk çıkar da, çocuk, kendi cinslerinden bir çocuğu orada görsün! O vakit çocuğun, oluğun üstünden dam tarafına gelir; çünkü cins, daima kendi cinsine aşıktır!”
Kadın, Hz Ali’nin dediğini yaptı; çocuk, kendi gibi bir çocuğu görünce, ona doğru koştu. Oluğun üstünden dama geldi.
Her cins, kendi cinsinden olanları çeker, çocuk, öbür çocuğun yanına geldi ve aşağı düşmekten kurtuldu. Peygamberler de, kendi cinslerinden olan insanları oluktan, yani kötülüklerden, imansızlığa düşmekten kurtarmak için insan cinsinden olarak gönderilmişlerdir! Bu yüzdendir ki Peygamberlerimiz, “Ben de sizin gibiyim; sizin eşitinizim!” diye buyurdu. Böylece, doğru yola çağırılan insanların kendi cinsinden olan insanların tarafına gelmelerini ve kurtulmalarını sağladı.

Felsefe Diyarından Hikmet Yurduna Bilgelik Hikayeleri, haz. Cevdet Kılıç, İstanbul: İnsan Yay. 2008, s. 193-194

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder