10 Aralık 2010 Cuma

İnsanların yalnızca kusurlarına odaklanmayıp iyi taraflarını görmek

Bir genç hünerli, âkil idi. Vaazda eşsiz ve merdâne idi. İyi bir gönül sahibi, hakperestti. Yanağının tüyü tüsü alnının yazısından daha güzeldi. Nahivde kuvvetli, belâgatte mahirdi. Fakat “Şın” harfini hakkiyle çıkaramazdı. İyilerden bir zata:
“-Filân vaizin ön dişleri yoktur!” dedim.
Ben böyle deyince o zat kızdı, kızardı:
“- Bir daha böyle saçma söyleme! Sen onun yüzüne baktın, yalnız ayıbını gördün. Onda bulunan bu kadar hüner, faziletten aklının gözü bağlandı mı?” dedi.
İyice bil ki, yakın gününde (kıyamet gününde) iyi görenler, insanların kötülerini görmezler.
Birisinin fazileti, edebi, terbiyesi, hüneri, güzel düşünmesi bulunur da ondan bir kusur sâdır olursa, o ufacık kusurdan dolayı ona cefayı hoş görme. Baksana, büyükler:
“Huzmâ safa, dâ’mâ keder» (=Duru al, bulağı bırak) demişlerdir.
Ey akıllı zat! Gül diken ile beraber bulunur. Sen diken ile uğraşma; gülü demet yap.
Eğer tabiatında daima ayıpları, kusurları görmek varsa, tavusta çirkin ayaktan başka bir şey göremezsin.
Ey donuk yüzlü! Kalbini tertemiz, mücellâ tut! Çünkü bulanık yüzlü, kararmış ayna iyi göstermez.
Kendini ukubetten kurtaracak bir yol ara! Şunun, bunun parmak basacak ayıbını arama.
Ey alçak adam! Halkın ayıbını gözüne koyma! Çünkü bununla meşgul olmak, gözünü kendi ayıbını görmeden alıkoyar.
Kabahatli olduğunu bilirken başka kabahatliye nasıl had değneği vuruyorsun.
Tevil ile kendine müzaheret için, yani eli kötüleyerek kendini iyi göstermek için başkasına sertlik etmek yakışmaz.
Kötü bir şey hoşuna gitmezse evvelâ kendin yapma! Sonra komşuya:
“- Kötülük yapma!” de.
Eğer ben hakperest isem, yahud murâi isem, dışımı sen bilirsin, içimi Cenâb-ı Hak bilir.
Benim dışım günahsız ve afif ise; artık sen benim eğrime doğruma karışma.
Ahlâkım iyi ise de, kötü ise de, iç yüzümü Cenâb-ı Hak senden daha iyi bilir.
Bir kimsenin hüsnüniyetle yaptığı işi Cenâb-ı Hak bir yerine on yazar.
Çocuğum; sen de birisinin bir hünerini görürsen, on ayıbından geç. Yoksa bir ayıbını parmağına dolayıp bir fazilet Cihanı’nı hiç yerine koyma.

Sadi-i Şirazi, Bostan. krş. Sadık Yalsızuçanlar, s. 270-271

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder