10 Aralık 2010 Cuma

İnsan dilinin altında gizlidir


Mısır’da birisi vardı, iyi huyluydu. Eski giyerdi. Epey vakitten beri Mısır’da sükût ile meşhur olmuştu. Yakından, uzaktan birtakım akıllı insanlar ziyaretine gelir, etrafında nur isteyen pervane gibi dolaşırlardı.
Bu adam bir gece kendi kendine düşündü:
“- İnsan dilinin altında gizlidir. Niçin sükût ediyorum. Eğer böyle konuşmazsam kim benim âlim olduğumu bilecek?”
Şununla bununla konuşmağa başladı. Başlayınca dost, düşman onun ne olduğunu bildiler. Anladılar ki, Mısır içinde en câhil birisi varsa odur. Adamın mahiyeti meydana çıktığı için, rahatı kaçtı, işi çirkinleşti. Mısır’da oturamadı. Başka bir yere gitmeğe mecbur oldu, Giderken, mescidin kemerine şu maznunda bir şey yazdı:
“- Eğer aynada kendimi görmüş olsaydım, câhilikle perdeyi yırtmazdım. Bu kadar çirkin olduğum halde üzerimdeki perdeyi kaldırdım. Çünkü kendimi güzel yüzlü sandım.”
Az söyleyenin sesi keskin olur, yani şöhret kazanır. Söyledin mi, revnakın kalmaz; o zaman kaçmalısın.
Ey akıllı insan! Sükût senin için vakardır. Ey bilgisiz insan! Sükût senin için perdedir. Binâenaleyh eğer âlim isen, mehabetini kaçırma! Eğer câhil isen perdeni yırtma.

Sadi-i Şirazi, Bostan, krş. Sadık Yalsızuçanlar, s. 245-246

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder