10 Aralık 2010 Cuma

Eğitim ve iletişimde öncelikli insanın seçimi

Bir gün Hz.Peygamber, müşrik Mekke toplumunun en nüfuzlu kabile reislerinden bir kısmı ile sohbete dalmıştı. Onları ve onlar aracılığıyla geniş bir kesmi mesajının doğruluğu konusunda ikna etmeyi ümit ediyordu. O sırada, ona tâbi olanlardan birisi, âmâ Abdullah b. Ümmü Mektûm kendisine yaklaştı ve Kur’ân’ın ilk âyetlerinden bir kısmını kendisine tekrarlamasını veya açıklamasını istedi. Çok daha önemli gördüğü konuşmasının kesilmesinden rahatsız olan Hz. Peygamber, suratını astı ve âmâdan yüz çevirdi. Ve hemen orada ve o anda Abese Sûresi’nin ilk on âyeti nâzil oldu.(*)]
“O, âmânın kendisine gelmesinden ötürü suratını astı ve yüz çevirdi. Nereden bilebilirsin (ey Muhammed,) belki de o arınacaktı. Yahut (hakikat) hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine fayda verecekti! Ama kendini her şeye yeterli görene (ilâhî rehberliğe ihtiyaç duymayana) gelince, sen bütün ilgiyi ona gösterdin. Halbuki onun arınmaktan geri kalmasının sorumlusu sen değilsin. Ama sana büyük bir istekle geleni ve (Allah) korkusu ile (yaklaşanı) sen görmezden geldin!” (80/Abese, 1-10)
Hz. Peygamber, daha sonraki yıllarda İbn Ümmü Mektûm’u çoğu zaman şu tevâzu sözleriyle karşılardı: “Hoş geldin, Rabbimin kendisi yüzünden beni azarladığı adam.”


(*) Âyetin nüzûl sebebi için bkz. Tirmizî, “Tefsîr” 72; Mâlik, “Kur’ân” 8. Yukarıdaki metin için bkz. Muhammed Esed, Kur’ân Mesajı, s.1235-1236

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder