10 Aralık 2010 Cuma

Cırcır Böceği

Genç bir çiftçi, hayatında ilk defa New York’a gitmişti. Gökdelenlerin yüksekliği ve insanların çokluğundan şaşkına dönmüştü. Kalabalık bir bulvarda yürürken, kulağına aşina bir cırcır böceği sesi geldiğini zannetti. Durdu ve dikkatle dinledi. Evet, bu bir cırcır böceğiydi. Ses büyük bir mağazanın önündeki çalıların arasından geliyor gibiydi.. bunun üzerine bu büyük çalı kümesine yönelip bakınmaya başladı. Bir mağaza görevlisi dışarı çıkıp “Yardımcı olabilir miyim” diye sordu. “Hayır, teşekkür ederim” dedi genç adam. “Sadece şurada bir cırcır böceği sesini duyduğumu sandım.”
“Hayır” dedi görevli, “New York’ta bulunmaz.” Genç çiftçi cırcır böceğini buluncaya kadar cırlak sesi takip etti, onu buldu ve eline aldı. “Tamam, işte burada!” dedi.
Genç adam, bu çalının önünden her saat binlerce insan geçmesine karşılık cırcır böceğini duyanın bir tek kendisi olmasına çok şaşırmıştı.
Bunun üzerine küçük bir deneme yapmaya karar verdi. Elini cebine atıp bir şeyrek çıkardı ve havaya attı. Paranın kaldırıma vurduğu anda, düşen parayı aramak için yürümekte olan 24 yaya durdu!
Psikologlar, genç adamın şahit olduğu olay için bir kelime kullanırlar. Buna algıda seçicilik denir ve belli şeyleri görmek ve belli sesleri duymak için kendimizi eğitiriz anlamına gelir. Gökyüzüne bakıp kuşları algılayın; kırlara gidip çiçekleri algılayın; çocuklara bakıp saflıklarını, güzelliklerini algılayın; ağaçlara bakıp dallarını, yapraklarını algılayın.
Hayvanlara bakıp doğallıklarını algılayın; insanlara bakıp güzelliklerini (mutlaka güzel tarafları vardır) algılayın.
Algıladığınız yalnızca para sesi olmasın.

Felsefe Diyarından Hikmet Yurduna Bilgelik Hikayeleri, haz. Cevdet Kılıç, İstanbul: İnsan Yay. 2008, s. 206-207

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder