12 Kasım 2010 Cuma

EĞİTİMDE DİSİPLİN VE CEZA (2/286, 3/134)

“…Ey Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutup hesaba çekme…” (2/Bakara, 286)
“… Onlar ki insanların hatalarını bağışlarlar …” (3/Âl-i İmran, 134)
Yanlış söz ve davranışların genelde iki temel sebebi vardır:
1- Unutma,
2- Yanılma
Öğretmen, olumsuz/yanlış bir davranış sergileyen öğrencisini, eğer bu davranış unutma veya hata/yanılma sebebiyle, yani kasıtlı olmaksızın gerçekleşmişse bağışlamalıdır, cezalandırmamalıdır.
Yanlış söz, davranış ve duruma sebep olan unutma, eğer umursamazlıktan kaynaklanıyorsa, bu sorumluluk gerektirir.
Diğer taraftan insanın unutması, onun öğrendiği şeylerin tekrar edilmesini gerekli kılmaktadır. Bir konuyu hem öğretirken hem de öğrendikten sonra unutmayı engellemek ve hatırlamak için “tekrar” önemli bir prensiptir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Yine de hatırlat, çünkü hatırlatmak, müminlere fayda verir…” (51/Zariyat, 55)
Hatâ, doğru olan ölçüyü aşmak, doğrunun sınırlarına tecavüz etmek demektir. Hataya sevk eden amiller şüphesiz değişebilir. Kasıtlı olarak da, yanılarak da hata işlenebilir. Hata ile oluşan fiillerin sonuçlarında, sevk edici âmiller etkilidir.
“Kul, hatasız olmaz” denilmiştir. İnsanların yaşamları boyunca çeşitli hatalar işlerler. Hz. Âdem ile Havva’nın (as) cennette iken dahi hataya düşmeleri, Âdemoğullarının hatadan vareste olamayacaklarının delilidir. Dolayısıyla hataya düşme, insanın nisyan özelliği ile yakından ilişkilidir. İnsan hata etmeseydi melek, hatasını düzeltmeseydi hayvan olurdu.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Âdemoğlunun her biri hatakârdır. Onların en hayırlıları tevbekâr olanlarıdır.” (Tirmizî, Kıyâmet 50; İbn Mâce, Zühd 30)
“Ey Allah’ım, eğer sen günahlarımızı affedersen çokça affedersin. Senin hangi kulun günaha düşmemiştir ki?” (Tirmizî, Tefsir, Necm sûresi)
İnsan, “vicdan” sahibi, hatasından ötürü “pişmanlık” duyabilen bir varlıktır. Hz. Âdem ve Havva’da oluşan pişmanlık (7/A’raf, 23), Âdemoğlu Kâbil’in, kardeşi Hâbil’i öldürmesi sonrasındaki pişmanlığı (5/Maide, 31) bunun delilleri arasındadır. Kişilik gelişiminde önemli bir etkiye sahip olan pişmanlık duygusu, insanın doğrulara ulaşmasında muharrik bir güç ve enerjiye sahiptir. Nitekim Kur’ân’da, “(pişmanlık duyup) kendini eleştiren, kınayan benlik” yani nefs-i levvame üzerine yemin edilmektedir. (75/Kıyamet, 2)
Hata ile yanlış söz ve davranışta bulunanı, hele de pişman olmuş ve bunu ifade etmişse, cezalandırmamak daha uygundur. Bundan sonra daha dikkatli olması ve aynı hataya tekrar düşmemesi gerektiği belirtilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder