9 Kasım 2010 Salı

EĞİTİM VE SOSYAL DEĞİŞİM (13/11, 8/53)

“…Gerçek şu ki, bir toplum kendi özünde olanı değiştirmedikçe Allah da onların hallerini/durumlarını değiştirmez…” (13/Ra’d, 11)

“Bir toplum nefislerinde olanı değiştirmedikçe Allah, onlara bahşettiği nimeti değiştirmez...” (8/Enfâl, 53)


Ayetlerde, sosyal değişimin sebeplerine dikkat çekilmektedir. Bir toplumun inanç, değerler ve kültüründe meydana gelen değişimlerin, o toplumun geleceğini doğrudan etkileyeceği belirtilmektedir. Elbette böylesi bir süreç, bireylerde ve ailelerdeki değişimlerle başlamaktadır.
Peygamberler de tebliğ, davet ve eğitim çalışmaları sayesinde bireyleri eğiterek; bireylerin inançlarında ve değerlerinde değişimi başlatarak, kültürel ve toplumsal değişimi gerçekleştirmeye çalışmışlardır.
Sosyal değişim ile eğitim arasında iki yönlü bir ilişki vardır. Eğitim, değişimin önemli bir etkeni olduğu gibi, sosyal değişimin de eğitimi etkilediği bilinmektedir. Eğitim-öğretim aracılığı ile toplumsal bazı tutum ve davranışlar değiştirilebilir. İdeolojik hedefler ancak eğitimle gerçekleştirilebilir. (Abdurrahman Dodurgalı, Eğitim Sosyolojisi, İstanbul 1995, s. 72) 
Planlı ve programlı bir değişim istendiğinde ilk başvurulacak organ eğitimdir. Çünkü istenilen hedefe varmak, o düşünceyi içselleştirmiş, yetişmiş fertlerle mümkündür. Bunun zıddı da mümkündür; eğitime, istenmeyen değişimler karşısında direnme görevi de verilebilir. Dolayısıyla, eğitimin özünde yer alan iki temel fonksiyonun (geliştirme ve muhafaza etme fonksiyonlarının) verilen hedefe göre şekillendiği söylenebilir. (Hüseyin Akyüz, Eğitim Sosyolojisinin Temel Kavram ve Alanları Üzerine Bir Araştırma, İstanbul 1992, s. 278-279
Eğitim, temel değerler ve kurumlar içinde faydalı olanların tümünü koruyarak ve bunları bir sonraki nesle aktararak; bozulma, durgunluk ya da değerlerin kaybı ortaya çıktığında ise kültürü yenileyerek toplumun temel yapısını korur. (S.M. Nakib el-Attas, İslâmi Eğitim, İstanbul 1991, s. 12) 
Eğitim, genelde statüko için muhafaza edici güç, devrimciler için ise değiştirici güçtür. Bu ikili göreviyle eğitim, değişimden yana olanlar ile istikrardan yana olanların savaş alanıdır, denilebilir. (Sabri Akdeniz, Eğitim Sosyolojisi, İstanbul 1994, s. 336)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder