29 Ekim 2010 Cuma

BİR MÜREBBİ OLARAK ALLAH (CC); RAB KELİMESİ VE TERBİYE = 96/ALAK SURESİ 1, 3-5; 20/TAHA SURESİ, 114

“Yaratan Rabbinin adıyla oku… Oku, Rabbin en kerim olandır. O, insana kalemle (yazmayı) öğretendir. İnsana bilmediklerini öğretti.” (96/Alak, 1, 3-5)
"Rahman- Kur'ân'ı öğretti, insanı yarattı. Ona beyânı öğretti." (55/Rahman, 1-4)
"Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti." (2/Bakara, 31)
"Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz kitap uyarınca Rabbaniler olun." (3/Âl-i İmran, 79)
"(Ey Muhammed!) Allah sana Kitab'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfu sana gerçekten büyük olmuştur." (4/Nisa, 113)
 "(Yusuf şöyle dedi:) Ey Rabbim! Mülkten bana (nasibimi) verdin ve bana (rüyada görülen) olayların yorumunu da öğrettin." (12/Yusuf, 101)
"Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti." (2/Bakara, 251)
"Ona (Davud'a), savaş sıkıntılarınızdan sizi koruması için zırh yapmayı öğrettik." (21/Enbiya, 80)
"Derken (Musa ve yardımcısı), kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik." (18/Kehf, 65)

Kur'an, gerçek eğitici ve öğreticinin Allah olduğunu bildiriyor. Daha ilk inen ayetlerde, Allah'ın öğretici niteliği vurgulanıyor ve bu niteliği O'nun kerem sahibi adeta bir gereği imiş gibi gösteriliyor.
Kur’an’da eğitimle direkt ilgili olan bu ve benzeri âyetlerde özellikle Rab ismi vurgulanmaktadır.
“Rab” kelimesi; terbiye eden, yetiştiren, eğiten demektir. Rab kelimesinin bu anlamından dolayı, Kur’an’da lügat anlamıyla anne-babaya da rablik isnad edilmektedir (bk. 17/İsra, 24). “Çocuklarını eğitip terbiye eden” anlamındaki bu rablik, tabii ki sınırlı ve mecazî anlamda rabliktir. Nitekim çocuk eğiticiye de “mürebbî” denilir.
“Rab”, “terbiye” ve “mürebbi” kelimeleri aynı kökten türemiştir. Kâmil anlamda eğitmek ve yetiştirmek, mutlak ve hakiki Rab olan Allah’a aittir. Her varlık, bizzat Allah tarafından terbiye edilmektedir. O, sadece yarattıklarından bir cins olan insanı değil, tüm evrenleri terbiye eden, olgunlaştıran, yönetendir; âlemlerin rabbidir. Hz. Peygamber’in “Beni Rabbim eğitti ve eğitimimi en güzel biçimde gerçekleştirdi"  (Acluni, n. 164) sözünde bu ismi kullanması da ilgi çekicidir.
Rab kelimesinin anlamında, aynı zamanda bir yetiştiricide bulunması gereken merhamet, şefkat, yakın ilgi ve doğru yola iletme anlamları da gizlidir.
Demek ki insanın asıl öğreticisi Allah'tır. Beşeri planda yürütülen eğitim-öğretim faaliyetleri ise, bu ilk eğitim-öğretime dayanmaktadır. (Aydın, 60)
Elmalılı M. Hamdi Yazır Rab ve terbiye kavramı konusunda tefsirine şunları kaydetmiştir:
"Terbiye, bir şeyi kademe kademe tedric ile kemâline eriştirmektir ki bunun eseri ıstıfâ ve tekâmül olur." (Hak Dini Kur'an Dili, I-IX, İstanbul 1979, I, 64 vd.) "Pedagoji adı altında terbiye ve terbiye-i etfal davasından vazgeçmiyorlar ve kemâl-i tehalükle (can atarak) mürebbi olmaya çalışıyorlar. Düşünmüyorlar ki tabiat üzerinde Hakk'ın terbiyes yoksa bütün terbiye davaları bâtıl olur kalır." (I, 69) "Hakk'ın rububiyet-i kâmilesi ve onun eseri olan terbiye bulunmasaydı, âlemde ve tabiatta ne kemâlden ne tekâmülden ne de terbiyeden hiçbir eser, hiçbir hisse bulunmazdı." (I, 70)
Terbiye, “eğitim” kelimesini hemen tümüyle karşılar.
"Eğitim" sözcüğü 1940'lardan beri dilimize yerleşen bir terimdir. Bu tarihlerden önce "eğitim" yerine Arapça "terbiye" sözcüğü kullanılırdı. (İbrahim Ethem Başaran, Eğitime Giriş, Ankara, 1987, s. 14) “Öğretim ve eğitim” kavramlarının karşılığı olarak Türkçe’de yakın zamana kadar “ta’lim ve terbiye” kullanılırdı; eski yoğunlukta olmamakla birlikte hâlâ kullanıldığı görülmektedir. İşte, eğitim karşılığı kullanılan “terbiye” kelimesi, “rab” kelimesinin türevidir.
Allah’tan başka rab kabul etmemenin pratikteki uygulanışı ve başkasının kulluğunu kabul etmemenin zarûrî gereklerinden biri, eğitim prensipleri konusunda Allah’ın koyduğu ve uyulmasını emrettiği hükümlere ters düşülmemesidir. Başkasının eğitimle ilgili ilkelerini Allah’ın hükümlerine rağmen ve rıza göstererek tercih etme, o kimse veya görüşü rab kabul etme anlamına gelecektir. (Kalkan, ?)
“Tek rabbim Allah’tır” deyip insanların da içinde bulunduğu tüm evreni terbiye edenin ve eğitme hakkına sahip olanın Allah olduğunu kabul eden bir Müslüman, bu inancının sonucu olarak Rabbânî ilke ve prensiplere uymak zorundadır. Eğitimle ilgili Rabbânî ilkelere ters ve evrenlerin Rabbi’nden bağımsız olarak insanları eğitmeye kalkışmak rablik taslamaktır.[2]
Allah'ın öğreticiliğini ifade eden Rab isminden başka, el-Alim (Her şeyi bilen), el-Hadi (doğruyu gösteren) gibi isimleri de vardır.


[2] Bk. N. Yaşar Aşıkoğlu, "Muhammed Hamdi Yazır'ın Terbiye Anlayışı ve Eserlerine Eğitmci Gözü ile Bakış", Elmalılı M. Hamdi Yazır Sempozyumu, Ankara: TDV Yay. 1993, s. 246-247; M. Şevki Aydın, "İslam Eğitim Geleneğinde Öğretmenlik", EÜİFD, Sayı: 11 (Kayseri, 2001), s. 59-60; Ahmet Kalkan, “Kur’an’da Temel Eğitim Kavramları”, Eğitim Yazıları, Sayı: 7, Yıl: 2003, s. 19-23

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder