27 Ekim 2010 Çarşamba

33/AHZAB SURESİ, 21


“Gerçek şu ki, Allah’ı ve Âhiret Günü’nü (korku ve umutla bekleyen) ve O’nu çokça zikreden kimseler için Allah’ın Elçisi güzel bir örnek teşkil eder.” (33/Ahzâb, 21)
Hz. Peygamber (sa), söylediklerini yaşama bakımından eşsiz bir örnektir. 23 sene süren nübüvvet hayâtı boyunca hiç kimse onun karşısına çıkarak: “Neden bize söylediklerini kendin de yapmıyorsun?” dememiştir.
Efendimiz (sa), bir emir getirmişse kendisi de tutmuş, yasaklamışsa kendisi de kaçınmış, nasîhatte bulunmuşsa kendisi de hisselenmiş, korkutmuşsa kendisi ilk korkan olmuş, ümitlendirmişse ümit edenlerin önderi olmuştur. Bütün bunların anlamı şudur: O, kendisine inzâl edilen şerîatı, nefsine hakim bir hüccet, üzerinde yürüdüğü sırat-ı müstakim için bir rehber kılmıştı. Umman melîki el-Culendî’ye Resûlullah’ın İslâm’a dâvet mektubu ulaştığı zaman, Hz.Peygamber’in hayâtı hakkında bilgiler edinen melîkin sözleri şunlar olmuştur: “Bu ümmî peygamberin hak elçi olduğunu ben şuradan anladım: Emrettiği bir hayrı ilk önce kendisinin yapması, yasakladığı şeyi de ilk önce kendisinin terk etmesi, düşmana gâlip geldiğinde mağrur olmayışı, yenildiğinde ağzından kötü sözlerin dökülmeyişi, sözlerine sâdık kalması ve va’dlerini yerine getirmesi. Ben şahadet ederim ki O hak peygamberdir.”[1]


[1] İbn Hacer, el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe, I, 538

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder