27 Ekim 2010 Çarşamba

17/İSRA SURESİ, 106; 25/FURKAN SURESİ, 32


“Onu temel bir okuma metni [Kur’ân] olarak, insanlara yavaş yavaş okuyasın diye (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.” (17/İsrâ, 106)
“İnkâra şartlanmış olan kimseler: ‘Kur’an ona bir bütün olarak bir kerede indirilseydi ya!’ diyorlar. Oysa Biz onu (sana) böyle tutarlı bir bütün oluşturacak şekilde belli bir düzen içinde ağır ağır vahyediyoruz ki onunla senin kalbini pekiştirelim.” (25/Furkân, 32)
Fertlerin ve toplumların eğitim süreçleri planlanırken, fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik gelişim evreleri dikkate alınmalıdır. Zîrâ Allah Teâlâ insanları ve toplumları eğitirken dâimâ tedrîcî bir yol takîp etmiştir. Emirler ve yasaklar va’zederken, bunlara intibâk edilebilmesi için zamana ihtiyâç olduğu gerçeğine işâret etmiştir. Kur’ân’ın 23 senede inzâl oluşu da aslında eğitimdeki bu tedrîcîlik kaidesine riâyetin bir örneğidir.
Asr-ı saadet’te Müslüman bir şahsiyet ve toplum inşâ edilirken içki üç kademede yasaklanmış, namâz ilk tebliğinden on bir, oruç ise on dört yıl sonra emredilmiştir. Bunlar gibi diğer kaideler de zaman ve zemine uygun olarak gelmiş; insanların karşısına birdenbire emir ve yasaklar manzûmesi çıkartılmamış; böylece onların müşkil bir duruma düşmesi önlenmiştir. Bütün bunlar göstermektedir ki toplumda yerleşmiş ve kökleşmiş olan inanç ve alışkanlıkların sökülüp atılması bir hamlede olamamaktadır. Eğer bir anda değişiklik istenseydi, şüphesiz bu “fıtrat kanunları”na aykırı olurdu.
Yine her türlü eğitim faaliyetinde, gerek gayr-i müslimleri dîne dâvette, gerekse Müslümanların eğitiminde dâimâ ehemmden mühimme (daha önemli olandan önemliye), kolaydan zora, müsâmahadan cezâlandırmaya doğru bir tedrîcîlik tâkip ve tavsiye edilmektedir. Aksi bir uygulama nefrete ve kaçışa sebebiyet verebilmektedir. Ancak, tedrîcîlik kaidesine riâyet için takınılması gereken sabırlı ve azimli tavırla, tembellik ve ilgisizliği birbirine karıştırmamak gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder