2 Kasım 2010 Salı

EĞİTİMDE OTORİTE VE ÖZGÜRLÜK

Bir zamanlar küçük bir çocuk, okula başlamış. Küçük çocuk okuldayken öğretmeni seslenmiş: “Bugün çiçek resmi çizeceğiz.” Küçük çocuk çok sevinmiş. Resim yapmayı çok severmiş. Her türlü resmi yapabilirmiş: Aslanlar, kaplanlar, tavuklar, inekler, trenler, tekneler… Kalem ve boyalarını çıkarmış ve başlamış çizmeye.
Ama öğretmeni: “Bekleyin! Daha başlamayın!” diye bağırmış. Ve herkes hazırlanana kadar beklemişler. “Şimdi” demiş öğretmeni, “Çiçek resmi yapacağız.” Küçük çocuk sevinmiş. Çiçek resmi yapmayı çok severmiş. Güzel çiçekler yapmaya başlamış; pembe, portakal rengi ve mavi, rengarenk çiçekler.
Ama öğretmeni: “Bekleyin! Ben size nasıl yapacağınız göstereceğim!” demiş. Tahtaya bir çiçek resmi çizmiş. Sapı yeşil, kendi kırmızıymış. “İşte böyle! Tamam, şimdi başlayabilirsiniz.”
Küçük çocuk, öğretmeninin çizdiği çiçeğe bakmış, sonra da kendi çiçeğine. Kendi çizdiği çiçeği daha fazla sevmiş, ama bunu söylememiş. Kağıdın öteki yüzünü çevirmiş ve öğretmeninkine benzer bir çiçek çizmiş; yeşil saplı, kırmızı renkli bir çiçek.
Çok geçmeden, küçük çocuk beklemeyi öğrenmiş; izlemeyi de, öğretmeninkine benzer şeyler yapmayı da. Artık, kendine özgü şeyler yapamaz olmuş.
Daha sonra küçük çocuk ve ailesi, başka bir şehirde, yeni bir eve taşınmışlar. Ve küçük çocuk, başka bir okula gitmek zorunda kalmış.
Daha ilk gün, öğretmeni, “Bugün resim çizeceğiz” demiş. Küçük çocuk çok sevinmiş. Öğretmeninin komut vermesini beklemiş. Ama öğretmen hiçbir şey söylememiş. Sadece sınıfın içinde, öğrencilerin arasında gezinmiş.
Küçük çocuğun yanına gelince, “Resim çizmek istemiyor musun?” diye sormuş. “İstiyorum” demiş küçük çocuk, “Ne çizeceğiz?” Öğretmeni, “Buna sen karar vereceksin” demiş. “Nasıl çizeceğim?” diye sormuş küçük çocuk. “Nasıl istersen öyle” demiş öğretmeni.  “Hangi renkte boyayacağız?” diye sormuş küçük çocuk. “Hangi renkle istersen onla… Eğer herkes aynı resmi çizerse, aynı renkle boyarsa, kimin yaptığını nasıl anlayabilirim?” demiş öğretmeni. “Bilmiyorum” demiş küçük çocuk. Ve pembe, portakal rengi ve mavi çiçekler yapmaya başlamış. Yeni okulunu çok sevmiş.
Bkz. Helen E. Buckley, “Tavuk Suyuna Çorba-Yüreğinizi Isıtacak Öyküler”. Bu öykü için ayrıca bkz. Birol Vural, Öğrenci Merkezli Eğitim ve Çoklu Zeka, s. 36-39; Selim Gündüzalp, Okul Öyküleri, s. 54-57

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder