1 Kasım 2010 Pazartesi

AHLAK / DEĞERLER / KARAKTER EĞİTİMİ = 91/ŞEMS SURESİ, 7-10; 12/YUSUF SURESİ, 53

“Her bir nefse (insan benliğine) ve onu yaratılış amacına uygun biçimlendirene.. Ona hem fücûru (kötü eğilimleri), hem de takvâyı (sorumlu davranmayı, kötülüklerden sakınmayı) ilham edene (bu iki özelliği fıtratlarına koyan, kodlayan Allah’a) yemin olsun ki, nefsini (benliğini) temizleyip arındıran insan mutluluğa kavuşur; benliğini kirletip örten ise ziyana uğrar.” (91/Şems, 7-10)
“Rabbimin merhamet edip korudukları hariç, nefs daima fenalığı ister, kötülüğe sevk eder.” (12/Yusuf, 53)




Nefs, ruh ve bedenden oluşmuş “beşeri kişilik”tir. Nefs, insanın “kendisi”, “iç dünyası”, “kişiliği”, “benliği”dir. Nefs, “insan şahsiyetinin temayülleri” olarak anlaşılabilir. Nefs, bütün insanî yaşantıların oluştuğu psikolojik alandır. (Hökelekli, 23)

Fücûr, ‘doğruluk sınırlarını yırtıp parçalamak’, ‘günaha ve isyana girişmek’, ‘karşı gelmek’, ‘edepsizlik etmek’, ‘nizamı bozmak’, ‘ahlâkî çöküntü’ gibi manalara gelmektedir. Fücuru, sorumsuz davranışlar sonucunda inanç ve erdem perdesinin tamamen yırtılması, olarak tanımlayabiliriz.


Takvâ, fücûrun zıddıdır. (Takva-fücûr, muttakî-fâcir mukayesesi için ayrıca bkz. 38/Sâd, 28) Takva; tehlikelere, zararlara karşı ‘uyanık olup tedbir almak’; günahtan ve kötülükten ‘kaçınıp korunmak’; Allah’ın emir ve yasaklarına uymakta ‘titizlik göstermek’ demektir. Takva; kalpte yer alan ciddi bir bilinç, kişiyi düzgün hareketlere sevk eden bir uyanıklık, insanı görevlerini yapmaya sevk eden bir sorumluluk şuurudur.


Engin Geçtan şöyle demektedir:
“Bugün insanların birbirinin karşıtı olan iki ayrı eğilimi doğuştan getirdiğine inanıyorum. Bir yanda dostluğu, sevgiyi ve yardımlaşmayı içeren bir eğilim, diğer yanda bencilliğe ve bozup yıkmaya yıkmaya yatkın bir eğilim. Her insanda bu eğilimlerinin ikisi de var; ama hangi eğilimin egemen olacağını, bireyin doğduğu andan bu yana geçiregeldiği yaşantılar belirliyor. Bir başka deyişle, doğuşta gizil olarak varolan bu eğilimler çevreden gelen uyaranlarla pekiştirilir. Destek ve dayanışma ortamında yetişen bir insanda olumlu ve yapıcı duygular, kendini gerçekleştirme yollarını engelleyen bir ortamda büyüyen bir insandaysa bencil ve yıkıcı duygular etkinlik kazanır. Ancak bu, çevrenin birey için kesin bir yazgı oluşturduğu anlamına gelmez…” (İnsan Olmak, s. 186-187)


Psikolojik açıdan, insanın içgüdü mekanizmasına, eğilimlerine de “nefs” denilmektedir. Nefsdeki fücûr özelliğini “içgüdüler”, takva özelliğini “kontrol mekanizması” olarak değerlendirenler de olmuştur.(1)


İnsan eğitimi denilince ‘beden’, ‘ruh/kalp/nefs’ eğitimi birlikte ele alınmalı, bireye iyi-kötü, doğru-yanlış olan düşünce, duygu ve davranışlar öğretilmelidir. 
Suç ve günah işlememeleri, bireysel ve toplumsal hayatta huzur, dünya ve ahirette mutlulık  için çocukluk çağından itibaren insanlara "ahlak eğitim", "değerler eğitimi", "karakter eğitimi" şeklinde adlandırılan eğitim verilmelidir.

_______________________________

(1) Nefsin “fücûr” özelliğini ve onun işleyişini daha iyi anlayabilmek için, Kur’ân ve hadislerde nefs kelimesiyle irtibatlı olarak geçen “şehvet” ve “heva” kavramlarının da incelenmesi gerekmektedir. Genel olarak şehvet, nefsin meşru-gayri meşru veya helal-haram, her türlü arzusuna yönelişini ifade eder. (bkz. 3/Âl-i İmran, 14; 4/Nisa, 27) Heva ise, nefsin kötü, sapkın, gayri meşru arzularıdır, bu arzular ait dürtülerdir. (bkz. 79/Naziat, 40-41. Ayrıca bkz. 53/Necm, 23; 30/Rum, 29; 2/Bakara, 120; 45/Casiye, 23)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder