31 Ocak 2011 Pazartesi

Hile-i şeriye


Bedevi kumda tembelce ve cüretle yatan devesine sopayla vururken, “Ayağa kalk, Badmazhab, ahlaksız yaratık,” diye bağırmış. “Allah adına emin ederim ki, sözlerimi bir daha dinlemezsen, seni pazarda bir tumana satacağım, değersiz yaratık,” demiş. Fakat aradan bir gün bile geçmeden bedevi tembel hayvanı tekrar dövmek zorunda kalmış. Adam bir kez yemin ettiği için sözünü yerine getirmesi gerekmiş. Kendisiyle, deveyle ve Allah ile tartışa tartışa hayvanı pazara satmaya getirmiş. Alelacele verdiği söze pişman olmuş. Bir deve için bir tuman çok azmış. Yüz tumana satacağıma yemin etmeliydim, diye düşünüyormuş. Fakat birden kendini kurtarmanın bir yolu aklına gelmiş. Evine koşmuş ve yaşlı, yarı kör kedisini almış. Kediyi deveye bağlamış ve pazarda bağırmış: “Muhteşem deve bir tumana. Ahali gel, al bunu. Bunun gibi bir fiyatı bir daha bulamazsınız. Bir tumana deve.” İlgilenen birisi çıktığında ise bedevi kurnazca şöyle söylemiş: “Devenin değeri bir tuman, fakat onu yalnızca bu kediyle birlikte satacağım ve kedi doksan dokuz tuman ediyor.” Bedevi akşama kadar yanındaki pahalı ekiyle birlikte deveyi övmüş. Etrafında kalabalık insan grubu toplanmış ve bedevi’nin kurnazlığına gülmüşler, ama kimse deveyi almak istememiş. Oakşam bedevi evine deve ve kedisiyle mutlu bir şekilde dönmüş. Kendi kendine şunları söylemiş: “Deveyi bir tumana satmaya yemin ettim. Sözümü tutmak için her şeyi yaptım, fakat insanlar fikrimi sevmedi. Yeminim gerçekleşmediği için asıl onları cezalandırmalı, Allahsız cimriler!”

Nossrat Peseschkian, Doğu Hikayeleriyle Psikoterapi, Beyaz Yayınları, 1998, s. 197-198

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder