31 Ocak 2011 Pazartesi

Eğitimciye teslimiyet


Bir gün İbn Sina’ya çok saygı duyan bir öğrencisi yaklaşmış ve şöyle söylemiş: “Büyük usta, sen zamanımızın en bilgili insanlarından daha akıllısın. Sen bir felsefeci, fizikçi, şair ve astrologsun. Günümüz bilimi için gerekli olandan daha fazlasını biliyorsun. Neden peygamberliğini ilan etmiyorsun? Eminim, binlerce insan seni ve senin sözlerini dinler. Görüyorsun, Hz. Muhammed sadece bir deve sürücüsüydü, bilim deneyimi yoktu, ama sözleri milyonların kulağına ulaştı.”
İbn Sina, “Zamanı gelince bunun nedenini sana açıklayacağım, sadece sabırlı ol,” diye cevaplamış.
Bir sonraki kış, en yaşlı insanın bile hatırlayabildiğinden daha soğuk bir kış olmuş. İbn Sina hasta yatıyormuş. Aynı odada onu sorgulayan öğrencisi de varmış. Gece ateşten kuruyan İbn Sina bir yudum soğuk suya muhtaçmış. Oda arkadaşına, “Çok susuzum, bana dışarıdan bir bardak su getirir misin?” diye sormuş.
Buz gibi soğuk havada dışarı gitme düşüncesi öğrencinin battaniyesinin altına iyice girmesine neden olmuş ve şöyle cevap vermiş: “Hayır üstad, tüm doktorlar senin durumundaki insana soğuk suyun zehir olacağında hemfikir.”
İbn Sina’nın susuzluğu daha da artmış. Dili kurumuş bir şekilde seslenmiş: “Git bana biraz su getir. Benim hastalığım için soğuk su en iyi ilaçtır.”
Ne var ki ustasının isteğini yerine getirmek için dışarı çıkıp çeşmedeki buzu kırma düşüncesi öğrencinin tüylerini diken diken etmiş. Israrla soğuk sudan daha kötü bir şey olamayacağını iddia ediyormuş. Fakat ünlü hekim İbn Sina sadece soğuk suyun ızdırabını dindireceğinde ısrarlıymış. İki adam sonuçta tüm gece bunu tartışmışlar.
Sabaha karşı minarenin tepesinden, inananları peygamberin emrettiği gibi kendilerini temizlemeye, yönlerini Mekke’ye çevirmeye ve namaz kılmaya çağıran müezzin sesi duyulmuş. İbn Sina’nın öğrencisi battaniyesini bir tarafa atarak yataktan fırlamış ve odanın dışına çıkmış. Çeşmedeki buzu kırmış ve abdestini almış. Daha sonra seccade üzerinde sabah namazını kılmak, duasını okumak üzere eğilmiş.
Genç adam namazını bitirdikten sonra İbn Sina ona şöyle söylemiş: “Sevgili dostum, bana , niye peygamberliğimi ilan etmediğimi sormuştun, hatırlıyor musun? Bugün sana cevabını vermek istiyorum. Görüyorsun, sadece bir deve sürücüsü olan Hz. Muhammed, bizden üç yüz yıldan daha önce yaşamış, ama sözlerinin hala seni sıcak yatağından çıkartacak gücü ve kudreti var; senin soğuk su ile yıkanmanı ve soğuğa karşın dua etmeni sağlayan güce hala sahip. Beni üstadın olarak gördüğün halde bütün gece boyunca bir bardak su için sana yalvardım, ama tüm sözlerime etkisiz kaldı. İşte bu, bütün bilgeliğime karşın asla peygamberlik iddiasında olmama nedenlerimden biridir.”

Nossrat Peseschkian, Doğu Hikayeleriyle Psikoterapi, Beyaz Yayınları, 1998, s. 77-78

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder