11 Ocak 2011 Salı

Öğrenci yetiştirme uğruna bela ve sıkıntılara sabretmek


Aziziye Camii’nin imam odası tıklım tıklımdı. Hacı Veyiszade sohbet ediyor. Konya İmam-Hatip Müdürü de ziyaretine gelmiş Veyiszade’nin.
Müdür Bey selam verdikten sonra, boş bulduğu bir yere çömeliverdi. Kapıya yakın, eşikte bir yere…
Hacı Veyiszade, mütebessim bir sesle:
- Müdür Bey, dedi. Müdürün yeri orası değil. Siz okulda da müdürsünüz, burada da. Şöyle buyurun.
Müdür Beyi yanına aldıktan sonra, konuşmasını şöyle sürdürdü:
- İmam Hatip okuluna müdür olmak, sıradan bir iş değildir. Bu memleketi, müdür beyin idare ettiği mektebin talebeleri ihya edecek. Bu çocuklar, meleklerin kanatları üzerinde gidiyorlar. Bu memleketi, onlar ileri götürecek. Bu milletin sönen, söndürülen kandillerini onlar yandıracak.
Namaz sonrası sohbet sona erip de müdür bey ve cemaat dışarı çıkınca, hocanın yakınlarından Mehmet Başçavuş:
-Hocam, elini öpeyim. Bu adam, bu iltifatlara değmez. Bu müdür sizin hakkınızda müspet rapor vermiyor.. dedi. Hacı Veyiszade:
- Mehmed’im, evladım. Bilirim. Bunlar beni hizmetten menetmek isterler. Beni talebe yetiştirmekten, insan yetiştirmekten uzaklaştırmak isterler.
Ama ben, adam yetiştirme bahçıvanıyım. Ben, aynen bahçıvana benzerim. Bir talebenin yetişmesi uğruna, bin münafığın kahrını çekerim.
Benim yarim var, dostum, Leylam var, sevgilim, gayem var, davam var. Bu uğurda yoluma çıkan engellerin kahrını çekerim. Çekiyorum o kahrı, seve seve çekiyorum.
Nasıl ki bir bahçıvan gül yetiştirmek için dikenlerin kahrını çeker.
Biz o bahçıvanız işte. Çekeceğiz bu kahrı; Gül için… Gül-i Muhammediler için… Çekeceğiz bu kahrı. Çare yok, bu bahçeye bakacağız.


M.Özdamar, Hacı Veyiszade, 139'den akt. Mehmet Dikmen, İslam Büyüklerinden Unutulmaz Sözler ve Hatıralar, Cihan Yayınları, 1995, s.64-65

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder