11 Ocak 2011 Salı

İşinin ehli öğretmenin kusurlarına takılmamak-2


Veyiszadenin oğlu Mehmet kurucu Hoca Anlatıyor:
-Büyük bestekar Sadettin Kaynak bir keresinde Konya’ya gelmişti. Çok aşık bir zat. Dergaha (Piri Paşa Camii) geldi. Şöyle 2-3 saat, Arapça, Türkçe, Farsça na’tlar okudu. Okudu ağladı. Okudu ağladı.
Dergâhtan ayrıldıktan sonra babam:
-Ne yapalım edelim, ne isterse verelim, ne yapıp edip bu Hafız Efendiyi Konya’mıza yerleştirelim. Bu okuyuşu çocuklarımıza öğretsin… Dedi.
Babam böyle söyleyince, orada münasebetsiz adamın biri, damdan düşer gibi:
-İçki içiyor o, hocam! Deyiverdi.
Kendini bilmezin bu sözüne babam öfkeleniverdi: "İçerse parasını ben vereceğim", dedi.
Sonra da şunu ekledi: "öyle bile olsa, beğendiğin tarafını al, beğenmediğin tarafını at!"
Hoca Efendi’nin buradaki asıl maksadı, Kaynak’ın o güzel okuyuşunu, dini musiki kültürünü, daha fazla insana kazandırmak ve daha çok insanın istifadesini sağlamak.
Yoksa bazılarının sanacağı gibi içkiye göz yummak değil…
Hocanın “içerse” deyişinde bile bir red var zaten. “Daha önceleri içmiş bile olsa, bundan sonra içmez” demektir bu.
Dar insanların havsalaları bu gibi şeyleri almıyor. Geniş insanlar, dar insanların havsalalarına sığmıyor…

(M. Özdamar, Hacı Veyiszade, 356'den akt. Mehmet Dikmen, İslam Büyüklerinden Unutulmaz Sözler ve Hatıralar, Cihan Yayınları, 1995, s. 61-62)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder