5 Ocak 2011 Çarşamba

Hayatın gayesi ve yaşam tarzımız

Hayatın gizemini ve mutluluğun kaynağını arayan bir genç vardır. Bu genç hayatın gizemini ve mutluluğun kaynağına ulaşmak için bilgelerden yardım ister. Sonunda sorusuna bir
kralın cevap vereceğini öğrenerek bilge kralın karşısına çıkar.
"Bana hayatın gizemini ve mutluluğun kaynağını anlatır mısınız?” der. Kral kendisine daha sonra yardımcı olabileceğini ve şimdi gidip sarayını dolaşmasını söyler. Gence bir kaşık verir.
Kaşığın içerisine de iki damla yağ koyar ve yağı dökmemesini tembihler. Genç gidip sarayı dolaşır ve kendisine söylenen saatte tekrar kralın karşısına gelir. Kral: "Sarayımı iyice dolaştın mı?" der. Genç "Evet" der. "Peki" der kral. Gencin elindeki kaşığa bakar, yağ dökülmemiştir. Kral "Sarayımdaki ünlü ipek halıları gördün mü?" der. Genç: "Hayır." der. Kral: "Peki, bahçemi gezdin mi? Çok güzel çiçekler vardı, bahçıvanım onları uzun
yıllarda yetiştirdi, onları gördün mü?" diye sorar. Genç: "Hayır." der. Kral: "Ya muhafızları gördün mü? Çok eğitimli ve disiplinli bir ordum var." Genç: "Görmedim." der. Kral, tekrar kaşığa yağı damlatır ve "Yeniden sarayımı gez." der. "Etrafına iyi bak." demeyi de ihmal etmez.
Genç elinde kaşıkla birlikte tekrar sarayı gezmeye başlar. Sarayın muhteşemliğini görür, şaşkınlıkla tekrar kralın karşısına gelir. Hayretler içinde krala gördüğü bahçeden, ipek halılardan ve sarayın muhteşemliğinden söz eder. Bilge kral: "Peki kaşıktaki yağa bir bakalım." Gencin elindeki kaşıkta yağ kalmamış, hepsi dökülmüştür. Yağdan eser yoktur. Bilge kral gence: "İşte hayatın gizemi ve mutluluğunun kaynağı budur. Elindeki iki damla yağı yitirmeden etrafına bakabilmeyi öğrenmektir." der.

Ahmet Çağlayan, s. 187-188

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder