18 Ocak 2011 Salı

Başarı, eleştirilere göğüs germek ve kararlılık


Bir zamanlar Hindistan’da çok büyük bir ressam vardı. Eserleri herkes tarafından beğenilirmiş. Ülkenin kralı bile onu onur madalyası ile ödüllendirmiş. Ona Hintçe'de renklerin ustası anlamına gelen "Ranga Charya" adı verildi. Ama hayranları ona kısaca "Ranga Guruji" derlerdi. Ranga, yıllar içinde, alanındaki ustalığını kanıtlarcasına kendine özgün bir renk stili geliştirdi. Çok çalışması, yorumu ve konuya kendini vermesi, kendinden sonra gelenlere örnek oldu. Bir sanat okulu açmış ve orada öğrencilerine sanatın inceliklerini öğretmeye başladı. Belli bir müfredatı ve süresi yoktu bu okulun. Öğrencinin, yeteneğinden ve bilgisinden kendisi tatmin olduktan sonra, onu sanat dünyasına takdim etmesi okulun özelliğiydi.
Kendince bir "Öğrenci Değerlendirme" yöntemi vardı. Bu, onun çalışma yöntemi gibi dünyada eşi olmayan bir yöntemdi. Bu okulda bir öğrenci olan Rajeev çok aceleci biriydi. Allah vergisi bir yeteneğe sahipti ve Ranga'nın aradığı özellikler doğrultusunda; diğer öğrencilerden çok daha hızlı bir başarı gösteriyordu. Ranga, ondaki bu gelişmeden çok memnundu. Çok övgü ve teşvik almaktan dolayı Rajeev merakla Ranja Guruji'nin onu artık bir ressam olarak ilan edeceği ve hayatının bu şekilde devam etmeye başlayacağı günü bekliyordu.
Bir gün, çok kibar bir şekilde Ranga'ya final uzmanlık sınavını ne zaman alacağını sordu. Ranga gülümsedi ve dedi ki: "Rajeev, sen benim gelecek vaat eden öğrencilerimden birisin. Çok kısa sürede sanatın inceliklerini öğrendin. Sanırım şimdi final sınavının zamanı geldi."
"Öyleyse sınav konumun ne olduğunu söyler misiniz, Ranga?" dedi genç ressam.
Rajeev mutluluğunu ve heyecanını saklamakta zorlanıyordu.
Ranga; "Rajeev, bir resim yapmanı istiyorum, bu senin en iyi resmin olmalı ve herkes hayran kalmalı. Şimdi acele etme ve hayatının şaheserini yap." dedi. Rajeev gece gündüz çalıştı; en güzel resmini yaptı ve Ranga'ya getirdi. Ranga: "Şimdi bunu şehrin meydanında halkın beğenisine sun." dedi.
"İnsanların senin eserini görmelerine izin ver. Resmin altına büyük ve koyu harflerle, bu resmin halkın değerlendirmesi için oraya konulduğunu ve resimdeki hataların, izleyenler tarafından resmin üzerine bir "X" çizerek belirtilmesini rica ettiğini yaz." Rajeev Ranga'nm dediklerini yaptı. Resmi şehrin en merkezi yerine koydu. Birkaç gün sonra Ranga gidip onu getirmesini söyledi.
Rajeev meydana giderken çok heyecanlıydı. Ancak oraya vardığında çok büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Tüm resim baştan aşağı X işaretleriyle doluydu. Başarısızlığı böylece anlaşılmıştı. Büyük bir hayal kırıklığıyla hocasının yanına geldi. Ranga O'na asla umutsuzluğa kapılmamasını ve yeniden bir resim yapmasını tavsiye etti.
Rajeev bir süre sonra, yeni bir sanat eseri daha yaptı. Ranga daha önce söylediği şeyleri tekrarladı. Ancak en son küçük bir değişiklik yaparak... Bu kez Rajeev'e resmin yanma boya ve fırça da koymasını söyledi. Resmin altına yazdığı mesajda izleyicilerin hataları bulması ve resmin yanında bulunan malzemeleri kullanarak düzeltmeleri istenmişti. Birkaç gün sonra Rajeev resmi almaya gittiğinde şaşırdı. Çünkü resmin üzerinde hiçbir işaret olmadığı gibi yanma konulmuş olan malzemelere de hiç dokunulmamıştı. Rajeev resmi hocasına sunarken çok mutlu olmuş ve kendine güveni yeniden gelmiş. ancak Ranga yine gülümsedi ve;
"Rajeev bugün öğrenmiş olduğun bu dersle birlikte artık senin eğitimin tamamlandı." dedi.
"Sevgili oğlum, eğer bu dalda mükemmellik ve yücelik istiyorsan sadece sanatta ustalaşmış olman yetmez. Ama insanların, eline fırsat verildiğinde hiçbir şey bilmedikleri bir konuda bile eleştiri, değerlendirme eğiliminde olduklarını da öğrenmen gerekir." "Eğer dünyayı seni yargılayacak kişi olarak kabul edersen hep hayal kırıklığına uğrarsın, insanlar hiçbir bilgisi ve ciddiyeti olmadan yargılamalarda bulunur ve birbirlerine fikirlerini söylerler. Senin ilk resmini X'lerle doldurdular. Çünkü onları engelleyecek hiçbir risk yoktu. Ve çoğunun bu konuda hiçbir yeteneği ve bilgisi de yoktu. Ama onlara sunulan bu fırsatı memnuniyetle değerlendirdiler. Ama aynı insanlar, hataları bulup düzeltmeleri istendiğinde hiçbiri bunu yapmadı. Çünkü bu kez onların bilgisi ve yeteneği risk altındaydı; bu konudaki eksikliklerini göstermekten çekindiler. Uzak durmayı tercih ettiler."
Ranga devam etti: "Böylece sevgili oğlum, senin azmin, senin yeteneklerin, senin bilgin, senin sanat alanındaki çabaların, senin çok çalışmanın ve içten uğraşılarının değerli bir ürünüdür. Bunu dünyaya bedava sunma. O zaman çalışman ilk resminin uğradığı sonuca uğrar. Kendinin yargıcı ol ve değerini kendin belirle ama bunu adalet ve eşitlik ilkeleriyle yap. Ve böyle davrandığında seni temin ederim ki asla ne kendin ne de eserinle hayal kırıklığına uğrarsın.” “Allah seni korusun! Oğlum.” Rajeev’in gözlerinde saygı ve neşe dolu yaşlar vardı. Kalbinin derinliklerinde, eğer bu son dersi almasaydı eğitiminin eksik kalmış olacağını düşünüyordu.


Selim Gündüzalp, Okul Öyküleri, İstanbul: Zafer Yayınları, 2006, s.105-109

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder