18 Kasım 2010 Perşembe

İNSAN VE AİLE (AİLE, İLAHİ/DİNİ BİR KURUMDUR) 2/36, 7/24-25

“Derken Şeytan orada ikisini de [Adem ile Havva’yı] yoldan çıkardı ve içinde bulundukları nimet yurdunu, sahip oldukları konumu yitirmelerine sebep oldu. Bu yüzden Biz de, “Buradan çıkıp gidin! Yeryüzüne inin ve (bundan sonra) birbirinize düşman olarak yaşayın! Belirli bir süre yeryüzünde ikamet edip yararlanacaksınız”.” (2/Bakara, 36; 7/A’raf, 24-25)


Hz. Âdem ve Havvâ’nın dünyaya indirilişiyle insanlık tarihinde filizlenen ilk âile, menşei itibariyle ilâhîdir, dinî bir kurumudur. Âdem ve Havvâ bu form içinde dünyaya gelmişlerdir. Yoksa âile, onların dünyada giriştikleri bir sınama-yanılma sürecinin neticesinde oluşmamıştır; tarihin belli bir aşamasında ortaya çıkmış veya ihdas edilmiş de değildir.

Âile ile insanın varlığını sürdürmesinin bir ve aynı şeyler olduğunu söylemek mümkündür. Kadın ve erkek ilişkilerinin ilk tanzim edildiği yer de aile kurumudur. Bu sebeple, modern dönem toplumun en küçük biriminin birey olduğunu kabul etmesine karşılık, İslam bunun aile olduğunu söylemektedir. (Abdurrahman Arslan, “Aile Dini Bir Kurumdur”, İzlenim Dergisi, Sayı: 25, s. 47; Osman Öztürk, “Ailemizi Arıyoruz”, II. Dünya Aile Günü Kutlama Paneli Tebliğleri, İstanbul 1995, s. 51)

Evlenme şekillerinin tarihte değişiklikler göstermesine, toplumun iktisadi ve sosyal yapısına göre farklılıklarına rağmen, evliliğin daima din bağlarıyla pekiştirilmesi ve yüceltilmesini de, ailenin Hz. Adem ve Havvâ ile örnekleşen dini bir kurum oluşuna bağlayabiliriz.

Bu ilk âilenin reisi olan Âdem’e, (bir nevi, evlilik öncesinde) ilim verilmiştir. (2/Bakara, 31-33) Kendisine eşyânın isimleri yanında, kadın ve erkeğin birbirleri üzerindeki hakları, ebeveynin çocuklarına karşı sorumlulukları ve çocukları üzerindeki hakları gibi husûslar da Allah tarafından öğretilmiştir. (Musa Kazım Yılmaz, “İslâmî Âile”, İslâm’da Âile ve Çocuk Terbiyesi, I, 20) Âdem, Rabbimizin tâyiniyle ve Âdemoğullarına örnek olacak bir şekilde, dengi (küfüv) olan Havvâ vâlidemizle ve isâbetli bir evlilik gerçekleştirmiştir. (bkz. 4/Nisâ, 1; 7/A’râf, 189; 30/Rûm, 21; 42/Şûrâ, 11)

Cevadî Amûlî şöyle demiştir: “En iyi mehir, ilâhî ilimleri öğretmek ve dînî eğitim-öğretim yapmaktır. Allah, ilâhî ilimleri öğretmeyi, Hz. Âdem’in Hz. Havvâ’ya mehri olarak tâyîn etmiştir.” (s. 30)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder